Türkiye’de covid-19 salgını koşullarında bakım ekonomisinin durumunu ele alan, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının (UNDP) desteğiyle İstanbul Teknik Üniversitesinden (İTÜ) ekonomi profesörü İpek İlkkaracan ve Ankara Üniversitesi’nden Emel Memiş‘in KONDA ile yürüttüğü saha araştırmasının sonuçları, karantina koşullarının kadınlar ve erkeklerin ücretsiz iş yükünü artırdığını gösterdi.
Araştırma, Kovid-19 salgını sürecinde kadınların erkeklerden 4 katı daha fazla ücretsiz emek harcadığını ortaya koydu.
Okulların kapanması, hane tüketim mallarına ve ev ve bakım hizmetlerine talebin artması, hane içi emekte görülmemiş bir artışa neden oldu. Erkeklerin yaklaşık dört katı ücretsiz iş yapan kadınlar, bu yükün çoğunu üstlendi. Kadınların toplam iş yükü de (hem ücretli hem de ücretsiz çalışmayı kapsar şekilde), erkeklerin iş yükünden daha fazla.
Kadınlar günde 10 saatten fazla çalışıyor
İstihdam edilen kadınlar açısından, özellikle işyerinde çalışmaya devam eden kadınlar için (“temel” işçiler olarak), toplam çalışma süresi günde 10 saatten fazla.
Araştırma ayrıca, erkeklerin ücretsiz çalışmaya ayırdıkları zamanın da önemli düzeyde arttığını gösteriyor. Salgın döneminde evden çalışmaya başlayan erkekler, ücretsiz çalışmaya, küresel salgın öncesinde ayırdıklarına göre beş kat daha fazla zaman ayırdı. Bu çarpıcı artış, ücretsiz işin toplumsal cinsiyet temelli dağılımını değiştirme potansiyeli taşıyor.
Araştırmanın, Türkiye’de küresel salgın koşullarında ücretli ve ücretsiz çalışma alanında toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliklere ilişkin bulguları, bugün yayınlanan UNDP Araştırma Notu’nda daha geniş biçimde açıklanıyor.
Ücretli çalışma bakımından, kadınların yaklaşık iki katı kadar erkek, küresel salgın nedeniyle iş ve gelir kayıpları yaşadıklarını ifade ediyor. Bunun muhtemel nedeni, kadınların salgın döneminde işlerini büyük ölçüde korumuş olan temel işçiler arasında nispeten daha yoğun olması. Kadınların ücretli izne erişimi daha az, ancak evden çalışmaya geçme olasılıkları erkeklere göre yaklaşık iki kat fazla.
2.407 kişi yanıt verdi
Küresel salgın anketi, 18-19 Mayıs tarihlerinde tam genel tecrit koşullarında uygulandı. KONDA’nın düzenli aralıklarla tekrarladığı hayat tarzı araştırmasına, iki önemli iktisatçı akademisyen İstanbul Teknik Üniversitesi’nden İpek İlkkaracan ve Ankara Üniversitesi’nden Emel Memiş’in zaman kullanımı ile ilgili soruları da eklendi.
Anket, Türkiye’nin her bölgesinden 2.407 kişiye uygulandı: Katılımcılar, çoğu işyeri ve kamusal ortak alanların kapalı olduğu bir dönemde tipik bir hafta içi günü esas alarak anket sorularına cevap verdi.
“Erkeklerin ev işlerinde harcadığı zaman önemli ölçüde artmış”
UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Claudio Tomasi, araştırmaya dair şunları söyledi:
“UNDP olarak, Türkiye’de küresel salgın koşullarında bu araştırmanın yapılmasında Konda, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden İpek İlkkaracan ve Ankara Üniversitesi’nden Emel Memiş ile işbirliği yapmaktan gurur duyuyoruz.
“Bulgular, kadınların hâlihazırda çalıştıkları işlerine ek olarak, ücretsiz ev ve bakım işlerine ilişkin yüklerinin arttığını apaçık biçimde, kanıtlarıyla ortaya koyuyor. Erkeklerin de ev ve bakım işlerine harcadığı zamanın önemli ölçüde arttığını görüyoruz.
“Bizleri iyimserliğe sevk eden bu durum, aynı zamanda, daha dayanıklı toplumlar ve aileler yaratmak amacıyla, yüksek kaliteli, erişilebilir ve uygun fiyatlı bakım hizmetleri sağlamak ve çalışma yaşamında iş-yaşam dengesini desteklemek için çabalarımızı artırmamızın aciliyetine de işaret ediyor.
“Telafi edici ödemeler yapmak üzerine politikalar geliştirilmeli”
UNDP Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı ve Programlar Sorumlusu Seher Alacacı Arıner şunları söyledi:
“Araştırmaları ile bu projeyi destekleyen Prof. Dr. İlkkaracan ve Doç Dr. Memiş’e tekrar teşekkürlerimizi iletmek isteriz. Araştırma sonuçları ayrıca, yasal istihdam sözleşmeleri ve sosyal güvenliğe erişimleri olmayan özellikle kayıtsız çalışanlar, bakım ve ev işçileri gibi en kırılgan gruplar başta olmak üzere istihdam ve istihdama bağlı gelirleri korumak ve gerekli hallerde telafi edici ödemeler yapmak üzere odaklanmış politikalar geliştirmemiz gerektiğini ortaya koymaktadır.”
Çözüm: Bakım hizmetlerine erişim genişletilmeli
Anket bulgularına ilişkin araştırma notu, bakım işlerini bir yandan azaltan, diğer yandan da kadınlar ve erkekler arasında yeniden ve daha adil biçimde dağıtan orta ve uzun vadeli politika önlemleri içeren iki kollu bir yaklaşım öneriyor.
Hem kadınlar hem de erkeklerin iş-yaşam dengesini sağlamak için, işgücü piyasası düzenlemeleri yapılarak, işyerlerinde aile dostu politikalar ve uygulamalar (örneğin bakım izni, uzaktan çalışma, esnek aile dostu iş programları ve saatleri) geliştirilmesi vazgeçilmez önem taşıyor.
Ayrıca, eğitim ve sağlık hizmetleri yanında, çocuk, yaşlı, hasta ve engelli bakım hizmetlerine erişimin genişletilmesi büyük önem taşıyor. Bunun için, mevcut küresel salgın örneğindeki gibi beklenmedik sarsıntılar karşısında hizmet sunum sistemlerinin dayanıklılığını da artırmak gerekiyor.
Bu politikalarının uygulamaya konulması için, yerel ve ulusal düzeyde ihtiyaç duyulan mali kaynakların tahsis edilmesi gerekli. Ekonomiyi canlandırıcı harcama programları, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme yaklaşımıyla ve krizden sonra güçlü bir toparlanma sağlamada, bakım işlerinin hayati önemi dikkate alınarak tasarlanmalı.
İş yükündeki artış kadın istihdamını olumsuz etkileyebilir
İTÜ İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İpek İlkkaracan, Anadolu Ajansı’na salgın koşullarıyla iş yükündeki artışın sürdürülebilir olmadığını ve bunun kadın istihdamını olumsuz etkileyebileceğini söyledi.
Artan iş yükünün kadınların yaşam kalitesini düşürecek ve ekonomik alandaki eşitsizlikleri derinleştirecek bir unsur olduğunu belirten İlkkaracan, “Bu iş yükü altında kadınlar işten ayrılmayı tercih edebilir, sağlıkları bozulabilir, eşleri tekrar istihdama döndükten sonra ‘Yoruldum’ diyerek işlerini bırakabilir.” dedi.
İlkkaracan, salgın sürecinde evden çalışmaya başlayan erkeklerin ev işlerine katkılarının da ciddi şekilde arttığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“İş ve yaşam dengesini bir arada yürütmeye yönelik birtakım koşullar sağlandığında erkeklerin de aslında ev işi yaptığını, çocuk ve yaşlı baktığını, yemek pişirdiğini, çamaşır veya bulaşık yıkadığını, bunları yapabilme kapasitesinin bulunduğunu yani kültürel blokların çok güçlü olmadığını görüyoruz. Bu bir zihniyet meselesi deniyor ya aslında salgınla gördük ki birçok erkek koşulların getirdiği yorgunlukla bu işleri yapmıyor.”
İş ve yaşam dengesinin sağlanması için düzenleme talebi
İlkkaracan, iş ve yaşam dengesinin sağlanması için iş gücü piyasası ve çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini dile getirdi.
Kadınların ücretli izinden faydalanma oranlarının da erkeklere göre daha düşük olduğunu vurgulayan İlkkaracan, okulların kapanması ve bakım ihtiyaçlarının artmasıyla istihdamdaki kadınların büyük çoğunluğunun evden çalışmaya başladığını veya ücretsiz izne ayrıldığını, erkeklerin ise ücretli izin aldıklarını belirtti