Görsel: bianet Erkek Şiddeti Çetelesi/ Yağmur Karagöz
* Kadın cinayetleri ve erkek şiddeti toplam sayılara ve oranlara göre yapılan analizler farklı sonuçlar veriyor.
* Nüfusça büyük ve gelişmişlik seviyesi göreli yüksek şehirlerde kadın katli dahil erkek şiddeti sayıları daha fazla iken, oransal anlamda daha az gelişmiş ve az nüfuslu şehirlere göre daha düşük.
* Bir şiddet olayında fail erkek sayısı artınca oransal olarak kadın katli azalıyor, öteki şiddet türleri artıyor.
* Bir şiddet türü ihtimalini istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde artıran bir faktör, diğer bir şiddet eylemi ihtimalini gene istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde azaltıcı bir rol oynayabiliyor. Örneğin, mahkemenin tehdit altındaki kadına verdiği koruma kararı kadının yaralanma ve sözlü tacize uğrama ihtimalini arttırıyor, kadının cinsel tacize/saldırıya uğraması ya da tecavüz tehlikesini azaltıyor.
Çalışmamızda ulaştığımız bazı sonuçlar böyle. Erkek şiddetine ilişkin genellemeler yapılmaksızın tüm şiddet vakalarını tek tek incelenerek belirleyici faktörlerinin anlaşılmaya çalışılması daha yararlı olacaktır.
Çalışmamıza dair
Bu sonuçlar, ve dört gün boyunca yayımlayacağımız devam sonuçları bianet Erkek Şiddeti çetelesi üzerinde yaptığımız çalışmadan geliyor.
Beş yıl önce Ortadoğu Teknik Üniversitesi-Kuzey Kıbrıs Kampüsünde (ODTÜ-KKK) vermekte olduğum Matematiksel-İstatistik dersinde 2016-2019 dönem öğrencileri Oya Taflı, Burcu Bozkurt, Doğa Soytemiz, Tuğba Yetiş ve Çetin Vargün Çetele verilerini Excele aktardılar.
Gazete haberlerini elektronik veri formatına dönüştürme işlemi 2020 başında bitti. Veri seti 1 Ocak 2008- 31 Aralık 2018 aralığını kapsayan 11 yılda 81 ilde vuku bulan erkek şiddetine ilişkin 11319 satır ve 28 değişkeni içeriyor.
Çalışma Covid pandemisinin başladığı ilk günlerde bitti. bianet’teki arkadaşların çalışmayla ilgili ilettikleri görüş ve önerilerlin de katkısıyla Çetin Vargün ve Doğa Soytemiz ile birlikte çalışarak Eylül-Ekim 2020’de metne son halini verdik.
bianet erkek şiddeti çetelesi türünün ilk örneğidir, halen de format olarak bu özelliğini koruyor.
Çeteleye dair
bianet’te erkek şiddeti izlemesine 2008’deki ilk denemeden sonra Mart 2009’da bugünlere gelişerek gelen formatı için ilk adımlar atıldı. O günden bugüne esas olarak Kadın ve LGBTİ+ haberleri editörleri Emine Özcan (2009 Mart-2010 Ocak), Burçin Belge (2010 Şubat-2011 Haziran), Çiçek Tahaoğlu (2011 Temmuz-2018 Eylül) ve Ekim 2018’den bu yana Evrim Kepenek’in çalışmalarıyla çetele bugünkü halini aldı.
Medya Takip Merkezi’nin dayanışma olarak servis ettiği yazılı basından derlediği günlük şiddet haberlerini çetele raportörleri sırasıyla Begüm Baki, Evin Aslan ve Ege Öztokat derlediler.
2018 öncesi Ceyda Ulukaya ve sonrasında Yağmur Karagöz sosyal medya editörleri olarak infografileri ve grafikleriyle çetelenin sunumu zenginleştirdiler, duyurularını yaptılar.
bianet, kadın odaklı habercilik, sonrasındaki adıyla “toplumsal cinsiyet odaklı habercilik” tüm ülke çapında düzenlenen eğitim programlarıyla ve “Kadın Odaklı Habercilik” kitabıyla, AtölyeBİA’nın “toplumsal cinsiyet odaklı habercilik” atölyeleri ve Toplumsal Cinsiyet Odaklı Habercilik elkitabıyla medyaya, haberciler bir perspektif sundu, gazetecilikte bir “alan” açıldı.
TIKLAYIN- 2008-2022 Erkek Şiddeti Çeteleleri
TIKLAYIN- Toplumsal cinsiyet odaklı habercilik kütüphanesi
Özellikle, BİA Eğitim danışmanı Prof. Dr. Sevda Alankuş’un kadın odaklı habercilik perspektifinin şekillenmesi, eğitim programlarının tasarlanması, “kadın odaklı habercilik” başlığının iletişim fakültelerinde yer bulması ve geliştirilmesindeki katkıları kayda değer.
Aslında bu liste uzar gider, çetele ve veri seti kolektif bir çalışma gerektiriyor, dolayısıyla adını andığımız anamadığımız herkese teşekkürler.
Analizler
İlk kısımda bianet Erkek Şiddeti Çetelesi Veri Setinin betimleyici bir istatistiksel analizi yapılıyor. Betimleyici analiz verilerin istatistiksel olarak toplanması, derlenmesi, özetlenmesi ve tanıtılması sürecini kapsıyor.
Bu bölümde şiddet türleri tanımlanıyor; şiddet türlerindeki sayıları ve bu sayıların şehir nüfuslarına bölünmesiyle elde edilen erkek şiddeti oranları değerlendiriliyor, sonuçlar tablo ve grafiklerle gösteriliyor.
İkinci kısımda ise son yıllarda Türkiye’deki erkek şiddetinin belirleyici faktörlerini bulmaya çalıştık.
Bu bölümde, erkek şiddetini cinayet, yaralama, sözlü fiziksel ve cinsel taciz/cinsel saldırı ve tecavüz, kaçırma, tehdit, seks ticareti ve gasp olarak hem ayrı ayrı hem de hepsinin toplamı olarak ele aldık.
Nüfusa göre oranlanmamış yani tartılmamış sayıları kullanmak bizi yanılgıya düşürür. Bu yüzden tanımlayıcı analizde şiddeti nüfusa oranlanmış, tartılmış sayıları veriyoruz.
Farklı görüşler
Tanımlayıcı analiz için son derece doğru olan bu durum açıklayıcı analiz için tartışmalıdır. Bir kısım istatistikçi, istatistik modelleme sırasında zaten rastgele mekanizmanın göz önüne alındığını bu yüzden ayrıca değişkenlerin tartılmasına ihtiyaç olmadığını savunurken diğer bir kısım istatistikçi ise tartılmış serilere ihtiyaç olduğunu savunuyor.
Bu nedenlerle hem tartılmamış hem de tartılmış serileri kullandık. Elinizdeki çalışmanın bulguları, erkek şiddeti ve nedenleri arasındaki karmaşık ilişkilere ışık tutuyor.
Belirleyiciler
Bu çalışmada erkek şiddetini içeren kısıtlı sayıda ama ölçüm hataları en az olan değişken bilgilerini kullandık.
Erkek şiddetinin belirleyicileri olarak ele alınan faktörleri dört ana grupta inceledik.
- Şiddete dair bilgiler,
- Fail erkek/erkeklere dair özellikler
- Şiddete maruz kalanla ilgili bilgi ve özellikler
- Şiddet eyleminin gerçekleştiği yerleşimin nüfusu ve ekonomik ve sosyo-ekonomik gelişmişlik sırası
En alt grupta da bu dört faktörün birbiriyle nasıl ilişkilendiğine baktık.
Erkek şiddeti çalışmaları
1980 sonrası kadın katli, cinsel saldırılar ve çocuk istismarı sadece Türkiye’de değil tüm farklı sayı ve oranlarda da olsa dünyada gözleniyor.
Şiddet “Bir hareketin, bir gücün derecesi, sertlik ve kaba güç” anlamına geliyor (Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük). Şiddet, hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor, fiziksel ve ruhsal bütünlüğü tehlikeye atıyor (Page, 2008:82).
Şiddet, hem bedensel hem de ruhsal açıdan zarar veren hareketler olarak da tanımlanabilir (Dişsiz vd, 2008: 50). Günümüz dünyasında kadınlar hemen hemen her yerde, her zaman şiddet görüyor. Bu şiddet, sokaklarda, evde, iş yerinde, kısaca günlük yaşamın her yerinde uygulanıyor (Sokullu-Akıncı F, 2011,162).
Tarihsel, ekonomik ve siyasi temelleri dikkate alınarak değerlendirilebilecek olan erkek şiddeti toplumsal bir sorundur.
*bianet 2021 Erkek şiddeti videosu
Türkiye
1980 sonrası Türkiye’deki toplumsal değişmenin ön plana çıkan yenilenme-direnme boyutunun kadın erkek ilişkileri ve kadın kimliği konularına odaklanmasının büyük payı vardır. Erkek şiddetiyle mücadele yolunda dergiler çıktı, protestolar yapıldı, kadınlar örgütlendiler, kendi kurumlarını kurdular (Örn: Mor Çatı).
Bu kurumlar erkek şiddeti kavramının yaygınlaşmasını sağladı. İlk kez kadın sığınma evleri/sığınaklar konusuna da dikkat çekti. Kadın mücadelesi sayesinde kanunlar değişti, yeni kurumlar oluştu.
1990’da Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK), şiddete uğrayan kadın ve çocuklar için ilk kadın konukevlerini, Bakırköy Belediyesi de ilk kadın sığınma evini açtı.
1994’te Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü (KSSGM) erkek şiddetine maruz kalan kadınlara hukuki ve psikolojik danışmanlık, girişimcilik konularında yardım sağladı.
1998 yılında 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun yürürlüğe girdi. Erkek şiddetiyle bağlantılı ihbarları değerlendirmek ve ilgili kurumlara bildirmek amacıyla kurulan Alo 183, 2000’de faaliyete geçti.
2002’de eşitliği temel prensip olarak alan Yeni Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girdi. 2004’te erkek şiddetine maruz kalan kadınlar için yeni düzenlemeler yeni Türk Ceza Kanun’unda yer aldı. 2005’te Kadınlar ve Çocuklar İçin Koruma Evlerinin açılması Belediye Kanunu ile yürürlüğe girdi.
TBMM’de Töre ve Namus Cinayetleri ile Kadınlar ve Çocuklara Yönelik Şiddetin sebepleri ve önlenmesi için yapılabileceklerin araştırılması için Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu (Altınay, 2008, Arat, 2008).
Erkek şiddeti üzerine çok sayıda çalışmalar var. Işık (2002) 1990’larda Kadına Yönelik Aile içi Şiddete karşı Mücadeleyi inceler ve bu hareket içinde yaptığı gözlemleri Türkiye’de Feminizm konusuyla ilişkilendirir.
Kerestecioğlu (2004) Türkiye’de Kadının Toplumsal Konumu ele alır. Kadınların kazanımları ve devam eden sorunları üzerine yoğunlaşır.
Altınay ve Arat’ın (2009) Türkiye’de Kadına Karşı Şiddet çalışması (Bilimsel ve Teknolojik Türkiye Araştırma Konseyi) desteklediği “Aile İçi Şiddet ve Buna Karşı Mücadele” Projesi çerçevesinde yapıldı. Şubat-Haziran 2006’da 27 şehirde 2007’de 50’ye yakın kuruluştan 150’den fazla feminist kadınla görüşüldü.
Daha sonra, 2007 baharında ülke çapında bir örnekleme araştırması gerçekleşti. 1.800 evli kadınla yüz yüze görüşmeler yapıldı. Altınay ve Arat’ın (2009) vardığı dört önemli sonuç şöyle.
* Türkiye’deki kadınların çoğunluğu ev içi şiddetin yanlış olduğunu düşünüyor ve cinsiyet ilişkilerinde eşitlik istiyor. Özellikle evde eş dövülmesine karşı artan bir bilinçlilik gözleniyor.
* Eşlerine göre daha fazla para kazanan kadınların fiziksel şiddete uğrama riskleri artıyor.
* Neredeyse fiziksel şiddete maruz kalan kadınların yarısı bu deneyimlerini başkalarıyla paylaşmamış.
* Şiddete uğrama açısından ülkenin Doğusunun ülkenin diğer taraflarından pek bir farkı yoktur.
Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması 2008, ülke çapında bir örnekleme ile erkek şiddetinin yaygınlığı, şiddetin sağlık üzerine etkileri, kadınların aile içi şiddetle mücadelesi ile aile içi şiddet algısı üzerineydi.
2008 araştırmasındaki amaçlarla yapılan “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması 2014″ü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü yaptı.
Dünya
Erkek şiddeti kadının toplumdaki rolünün değişmesine paralel olarak başlar. Kadının ikinci sınıf insan haline gelmesine ilkel toplumlarının son dönemlerine rastlanıyor.
Bu konudaki ilk çalışmalardan biri Amerikalı Antropolog Lewis Morgan’ın 1877 basımı Antik Toplum adlı eseridir. Morgan’ın başlıca tezi tek-eşli (monogamik) aile biçiminin ortaya çıkışıyla özel mülkiyet arasında bir paralellik bulunmasıydı.
Aynı konular daha sonra Marks’ın Kapital’inde ve Engels’in Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni’nde ele alınıyor. Engels’e göre eski toplumlar anaerkildiler. Çünkü tek-eşliliğin olmadığı bir toplumda soy anneye göre belirlenmek zorundaydı.
Baba-soycu akrabalık kavramı, özel mülkiyetin ve miras hukukunun doğmasıyla ortaya çıktı. Kan bağı üzerine kurulan eski toplum yeni yeni gelişmiş toplumsal sınıfların çatışması sonucu değişir.
Yerini, artık dayanaklarını kan bağı üzerine kurulmuş toplulukların değil, belirli bir ülkede yaşayan toplulukların oluşturduğu devlet içinde örgütlenen aile rejiminin tamamen mülkiyet rejimi tarafından belirlendiği günümüze kadar gelen yazılı tarihin bütün özünü biçimlendiren sınıflar çatışması ve sınıflar savaşımının bundan böyle içinde özgürce geliştiği yeni bir topluma bırakır. Erkek şiddeti de böylece sınıflı toplumlarda sıkça görülen bir hale gelir.
Uluslararası alanda, erkek şiddetine dair çalışmaları beş alanda toplayacağız.
Feminist çalışmalar: Erkek şiddetini savaş ve silahlanma politikalarının bir sonucu olarak görür. Erkek şiddetinin Ekonomi Politiğini ele alır ve küresel alanlarda makro yapısal süreçler arasındaki bağlantıları belirlemek için feminist bir politik ekonomi yaklaşımı geliştirir.
Feminist araştırmacılar, Cynthia Enloe’nin (1983) öncü çalışmasından bu yana, militarizm ve ataerkillik arasındaki yakın bağı incelediler.
Militarizmin ataerkillikten çıktığını ve bunun karşılığında ataerkil kurumları ve toplumdaki ve küresel olarak tavırları güçlendirdiğini ve sürdürdüğünü savundular. Enloe’nin öne sürdüğü gibi, militarizasyon hem hane halkının özel alanında hem de devletlerin, pazarların ve kurumların kamusal alanında kadınların yaşamlarını etkiler.
Kamusal alana gelince, araştırmalar, yüksek askeri harcamaların eğitim ve sağlık gibi sivil ihtiyaçlara yönelik harcamaları dışarıda bıraktığını gösteriyor.
Bu orantısız bir şekilde kadınlara zarar verir, çünkü çocuklarla birlikte sosyal harcamaya daha bağımlıdırlar. Kapsamlı araştırmalar, ücretler, gelirler ve cinsiyet farklılıkları göz önüne alındığında, benzer şekilde kadınları ve bakmakla yükümlü oldukları kişileri olumsuz etkileyecek olan askeri harcamalar ile gelir eşitsizliği arasında olumlu bir ilişki olduğunu gösteriyor. Araştırma ayrıca militarizasyonu Connell’in (1987) kadına yönelik şiddeti sürdürebilen “hegemonik erkeklik” ve “vurgulanan kadınlık” biçimleri olarak kuramlaştırdığı şeyle ilişkilendirir.
True (2012). Feminist uluslararası ilişkiler akademisyenleri, kadınların statüsüne ve kadınların fiziksel güvenliğine veya eksikliğine bağlı olan savaş ve küresel güvenlik de dâhil olmak üzere dünya siyasetinin cinsiyetlendirilmiş doğasını kapsamlı bir şekilde incelediler.
Cinsiyet eşitsizliği ve militarizasyon iç içe geçmiş durumdadır. (Enloe 2016; Hudson ve diğerleri 2012; Pettman 1996; Runyan ve Peterson 2014).
True (2012), Teays (2019). Dünyanın hiçbir yerinde kadınlar, erkeklerle eşit sosyal ve ekonomik hakları veya üretken kaynaklara erkeklerle aynı erişimi paylaşmıyorlar.
Erkek şiddeti türleri arasında ekonomik yeniden yapılanma ve güvenli istihdamın kaybına erkeklerin tepkisi, kadın işçilerin uluslararası göçüyle bağlantılı istismar amaçlı sömürülmesi, serbest ticaret bölgeleri etrafında seks ticaretinin büyümesi, finansal serbestleşmede kadına yönelik şiddetin yükselmesi yer alıyor.
Ekonomik krizler, silahlı çatışmalar ve kriz sonrası barış inşası veya yeniden inşa çabalarında artan cinsel şiddet eylemleri gözleniyor.
Shalhaub-Kevorkian (2009) Ortadoğu’da çatışma bölgelerinde, savaş ve Askeri Politikalarla ilişkili olarak ve şiddeti ele alır ve Filistinli kadınların durumunu inceler.
“Töre cinayetleri ve töreye bağlı şiddet” çalışmaları”: eylemlerini ele alır. Örneğin Alinia (2013) Irak Kürdistan’ında kadına karşı işlenen töre cinayetlerini ve şiddet eylemlerini anlatır.
Halk sağlığı problemi: Krantz ve Garcia-Moreno (2005) kadınlara karşı şiddeti bir halk sağlığı problemi olarak tanımlıyor ve insan hakları ihlali olarak görüyor. Çünkü, kadınlara ve kız çocuklarına yönelen şiddet türleri fiziksel ve ruhsal sağlıkları bozuyor.
Şiddetle mücadele: Çalışmalar şiddetin bireysel, örgütsel ve toplumsal düzeylerde nasıl önlenebileceği üzerine yoğunlaşıyor. Flood ve Pease (2009) erkeklerin kadınlara yönelik şiddete yönelik tutumlarını inceliyor.
Bu tutumların şiddeti önleme kampanyalarının hedefi haline gelmesini öneriyor. “Erkek şiddeti belirleyicilerinin daha iyi anlaşılmasını sağlamak ve şiddet önleme çabalarının geliştirilmesine yardımcı olmak” için makalede erkek şiddetini şekillendiren faktörler inceleniyor.
Toplumsal cinsiyet ve kültür ile sosyal şiddete ilişkin tutumlar düzeni birbiriyle ilişkili iki faktör kümesi olarak ele alınıyor. Şiddetin, bireysel, örgütsel veya toplumsal düzeylerde, birden çok seviyede üst üste gelmesine bakılıyor.
SVAWS ölçeği çalışmaları: Kadına Yönelik Şiddet Ölçeği’nin (SVAWS) değişik biçimlerini geliştirİLmeye uğraşıyor. Marshall (1992) erkek şiddetinin değerlendirilmesinde uygulanabilecek ölçekler üzerine çalışarak SVAWS’ın değişik biçimlerini geliştirdi. Bunlar hafif, orta ve ciddi şiddet tehditleri; hafif, küçük, ılımlı ve ciddi şiddet gerçekleşmeleri ve cinsel şiddettir.
Erkek Şiddeti Çetelesi verileri nasıl toplanıyor?
bianet’in erkek şiddeti çetelesinde basına yansıyan ve sadece erkek şiddeti sonucu hayatını kaybeden kadınlara yer veriyoruz.
Toplumsal cinsiyet temelli olmayan şiddet vakalarını ve cinayetleri çeteleye almıyoruz.
Faili henüz belirlenememiş kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümlerini sene boyunca aylık çetelelere not ediyoruz ancak başlıktaki sayıya eklemiyoruz.
Sene sonunda, çetelelerde yer alan bu faili belirlenememiş cinayetler ve şüpheli ölümlerin akıbetini araştırarak, zaman içinde aydınlatılan vakaları eğer toplumsal cinsiyet temelli ise çeteleye ekliyoruz.
Ruhsal bozuklukları olan kişilerin işledikleri cinayetleri de çeteleye almıyoruz (Şizofreni hastalarının işlediği cinayetler gibi).
İntihar ve intihara teşebbüs vakalarını sadece kadın geçmişinde şiddet/ sistematik şiddete maruz kaldıysa çeteleye dâhil ediyoruz. Bu intihar vakalarına ayrı bir kategoride yer veriyoruz ve başlığa taşıdığımız sayıya dâhil etmiyoruz.
Ayrıca kadının doğrudan hedef olmadığı toplu cinayet haberlerini de, eğer tartışmaya sebep olan konu toplumsal cinsiyet temelli değilse çeteleye dâhil etmiyoruz.
Çetelelerde yer alan meslek grupları, sadece şiddet olayının meslekle bağlantılı olduğu durumları kapsıyor.
Örneğin, “Kadını, evinde, profesyonel asker olan kocası ateşli silahla öldürdü” gibi.
Erkeklerin, çocuklara uyguladığı şiddeti de şiddetin boyutlarının görünür olması açısından çeteleye ekliyoruz.
Çetelede erkek şiddetinin her bir ihlalde farklılıklar gösterdiği görülüyor. Her bir ihlalde aynı bilgiler/veriler yer almıyor. Bir haberde var olan bir unsur bir başkasında olamayabiliyor (kayıp değerler). Haberin unsurları ve haber öznelerinin özellikleri medyaya ulaşan ya da gazetecinin önemseyip önemsemediğiyle bağlantılı haberleşiyor. Örneğin, fail erkeğin yaşı ve cinsiyetinin her haberde yer almadığı gözleniyor.
Sözgelimi “ fail erkek yaşı” haberlerin yüzde 20’den fazlasında yer almıyorsa “yaş” devre dışı bırakılabilir. Ancak, herşeye rağmen “yaş” belirtmeyi önemli buluyorsak elimizdeki yaş bilgilerinden yola çıkarak atama/imputation” yapabiliriz.
8 Nisan 2015’te kaybettiğimiz Prof. Dr. Ferhunde Özbay hocamızın isteklerinden biri, bianet Erkek Şiddeti Çetelesi veri setinin analizini yapmaktı. Bu çalışmayla onun bu isteğini gerçekleştirmiş olmaktan dolayı mutluyuz. Kendisini saygıyla anıyoruz.( ACT /APK/YK)
Kaynakça
Alinia Minoo (2013) Honor and Violence against Women in Iraqi Kurdistan, Palgrave Macmillan.
Ayşe Gül Altınay, Yeşim Arat (2009) Violence against Women in Turkey, A Nationwide Survey, Punto, İstanbul.
Connell, R. W. 1987. Gender and Power: Society, the Person and Sexual Politics. Cambridge: Polity.
Enloe, Cynthia. (1983). Does khaki become you? The militarisation of women’s lives.London, England: Pluto Press Ltd.
Enloe, Cynthia (2016). Globalization and Militarism: Feminists Make the Link Second Edition. Lanham, MD.: Rowman & Littlefield.
Gunilla Krantz, Claudia Garcia-Moreno (2005) Violence against women Journal of Epidemiology Community Health.
Hudson, Valerie M., Bonnie Ballif-Spanvill, Mary Caprioli, and Chad F. Emmett. (2012). Sex and World Peace.New York: Columbia University Press.
Işık, S. Nazik. (2002) 1990’larda Kadına Yönelik Aile Içi Şiddetle Mücadele Hareketi İçinde Oluşmuş Bazı Gözlem ve Düşünceler. In 1990’larda Türkiye’de Feminizm, eds. Aksu Bora and Asena Günal, 41-72. Istanbul: Iletişim Yayınları.
Kerestecioğlu, İnci. (2004) Türkiye’de Kadının Toplumsal Konumu: Kazanımlar ve Sorunlar. In Türkiye’de ve Avrupa Birliği’nde Kadının Konumu: Kazanımlar, Sorunlar, Umutlar, ed. Fatmagül Berktay, 35-54. Istanbul: KADER Yayınları.
Linda L. Marshall (1992) Development of the severity of violence against women scales, Journal of Family Violence, Vol. 7, No:2.
Michael Flood, Bob Pease (2009) Factors Influencing Attitudes to Violence Against Women, Article in Trauma Violence & Abuse.
Pettman, Jan Jindy. (1996). Worlding Women: A Feminist International Politics. London” Routledge.
Runyan, Anne Sisson and V. Spike Peterson. (2014). Global Gender Issues in the New Millennium, 4th ed. London: Routledge.
Shalhoub-Kevorkaian, Nadera (2009) Militarization and Violence against Women in Conflict Zones in the Middle East, A Palestinaian Study, Cambridge Studies in Law and Society, Cambridge.
Taşıran, Ali Cevat (2020) BİANET Erkek Şiddeti Çetelesi Veri Seti Kullanılarak Hazırlanan Türkiye’de Kadına Karşı Şiddet Raporu, 2008-2020.
Teays Wanda (ed.) (2019) Analysing Violence against Women, Library of Policy and Public Administration 12, Springer.
True Jacqui (2012) The Political Economy of Violence against Women, Oxford University Press.
Tablo ve grafik düzenlemeler: Korcan Uğur
bianet erkek şiddeti çetelesi ne söylüyor
2008-2018 analizi/ Ali Cevat Taşıran
Çetele üzerine nasıl çalıştık? / 1
11 yılın erkek şiddeti sayıları konuşuyor /2
Erkek şiddeti ve kadın cinayetlerine nüfus ve SEGE’den bakış / 3
Erkek şiddetinde ne neyi artırıyor, ne neyi düşürüyor?/ 4