Kadın Diplomatların Sinema Filmlerinde Verilişi Üzerine Nitel Bir Analiz

Vildan Bahçacı 22 Mayıs 2024 Türkçe
Facebook Twitter Google

İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Dergisi Vildan Bahçacı Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi

Tarihte hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde değişip dönüşen devletler, varlık alanlarını korumak adına fevkalade gayret göstermektedirler. Globalleşen dünyada diplomasi ve ağları farklılaşmakta, dijital çağda kültürel kodları okumak giderek zorlaşmaktadır. Gelinen noktada devletlerin kamu diplomasisini kullanarak kendilerini doğru tanıtabilmeleri ve iç/dış kamuoyunu etkilemeleri daha bir önem kazanmıştır. Bu bağlamda kamu diplomasinin görünen yüzü olan sinema, dışişlerinin yürüttüğü faaliyetlerin anlatılması, yönlendirilmesi ve eş güdümlü olarak idare edilmesinde büyük bir rol oynamaktadır. Neticede kamuya yönelik öğelerin inşası ve yayılmasında sinemanın büyülü ekranına önem veren devletlerin, zihinlere ve duygulara daha kolay ulaştıkları görülmektedir. Bilhassa kahraman ve karakter yaratmada etkili olan, özdeşleşme suretiyle savunma mekanizmalarını kıran sinema, devletlerin söylemlerini kurgulamada da yükselen bir ivme kazanmıştır. Bu nedenle araştırmada kadının diplomaside ne ölçüde kullanıldığı ve hangi kültürel kodlarla verildiği üzerinde durulmuş; sinemada kadın unsuru, diplomasi disiplinin bakış açısıyla ele alınmıştır. Öyle ki ulusların sinemadaki diplomatik algı ve imajlarının neler olduğundan hareketle, filmlerde kadın diplomatların temsil edilişi araştırmanın omurgasını oluşturmaktadır. Dolayısıyla araştırmada kamu diplomasisini devletlerin nasıl kullandığına bakılmış ve sinema filmlerinde diplomasinin işlenişi ve kadın diplomatlar tematik nitel analiz yöntemiyle yorumlanmıştır. Çalışma, 2000 yılı sonrası çekilen sinema filmlerinde diplomatik ilişkilere ve kadın diplomatların temsiline odaklanmıştır. Neticede sinema filmleri perspektifinden 2000’den 2021’e kadın diplomat ve diplomasi temsilinde fark edilir bir değişim olmadığı görülmüştür. Kadın diplomat sayısı, kadınların saygınlığı ve kritik pozisyonlara atanması gibi noktalarda belirgin bir farklılık görülmemektedir. Sonuç olarak kadın diplomatlar, bir çatışmanın merkezine konumlandırılmadıklarından bir çözümün parçası da olamamaktadırlar.