“Suçlu olan hak ettiği cezayı almadı. Annemdi sonuçta, hakketmediği bir şey yaşadı.”
Suçlu dediği kişi babası ve amcaları. Annesini öldüren babası ve amcası şuan cezaevinde.
Neslihan A., 21 yaşında, üniversite öğrencisi. Hayatını kökten değiştiren cinayet için böyle diyor.
Neslihan’ın annesi Ayten Demirci ve babası Necdet A., yaklaşık yedi yıl önce boşandı. Elazığ Adliyesi Aile Mahkemesi, biri oğlan üç kız, dört çocuğun velayetini anneye verdi.
Aynı kentte yaşayan Demirci ve Necdet A.’nın arasındaki gerginlikler boşanmalarının ardından da sona ermedi. Ayten Demirci, Amasya’ya yerleşti ve orada başka bir erkekle evlendi.
Necdet A., dört çocuğu da annelerinden almak için Elazığ Adliyesi’nde velayet davası açtı. Anne Ayten, 11 Mart 2014 olarak belirlenen velayet davası gününü beklemeye başladı.
Çocuklara da şiddet uygulandı
Neslihan, şimdilerde, annesinin katledilmesinde büyük rol oynadığını düşündüğü kişinin babasının amcası olduğunu söylüyor. Çocuklar babalarının yanındayken ise amcasının kendisine “Annenin yerini söyle” diyerek şiddet uyguladığını anlatıyor.
Duruşmanın görüleceği 11 Mart 2014 günü geldiğinde Neslihan annesine, “Sen gelirsen bizi sana verirler mahkemeye gel” dedi. Anne Ayten Demirci’nin ailesi ve avukatları, baba Necdet Atıcı ve ailesi, anne Ayten’e zarar verir diye gelmemesinden yanaydı.
“Çocuklarımı ancak hakim karşısına çıkarsam alırım” diye düşünen anne Ayten Demirci, Amasya’dan Elazığ’a indiği an yanına koruma polisi verildi.
21 el ateş edildi
Elazığ Adliyesi’ndeki duruşmada mahkeme bir kez daha çocukları anneye verdi. Mahkeme çıkışında, yerel mahkeme kararında da belirtildiği üzere, Elazığ Adliyesi önünde, Ayten Demirci’yi kocası Necdet A.’nın azmettirdiği özel güvenlik görevlisi amcası Ahmet A. 21 el ateş ederek tabancayla katletti.
Neslihan’ın hayatı babaların annelerini öldürdüğü çocuklardan sadece bir örnek. Ayten Demirci de Türkiye’de erkeklerin ateşli silahlarla öldürdüğü yüzlerce kadından biri.
bianet’in hazırladığı Erkek Şiddeti Çetelesi’ne göre, Ayten Demirci’nin öldürüldüğü 2014’te öldürülen 281 kadından 165’i ateşli silahlarla katledilmişti.
Son dört yılda 1116 kadının en az yüzde 55’i ateşli silahlarla katledildi
2014 yılında, erkekler tarafından öldürülen 281 kadının yüzde 59’u, 2015’de öldürülen 284 kadının yüzde 56’sı, 2016’da öldürülen 261 kadının yüzde 51’i ve 2017’de öldürülen 290 kadının yüzde 55’i ateşli silahlarla katledildi.
Bu rakamlar, 2014’den bu yana öldürülen 1116 kadının en az yüzde 55’sinin ateşli silahlarla öldürüldüğü anlamına geliyor.
Kız kardeşleri nerede Neslihan orada
Ayten Demirci katledildikten sonra, o zaman 17 yaşında olan ve üniversiteye hazırlanan Neslihan’ı ve biri dokuz diğeri sekiz yaşında olan iki kız kardeşini şimdilerde adı Sevgi Evi olan Çocuk Esirgeme Kurumu’nun çocuk yuvası/yetiştirme yurtlarına verdiler. O dönem 15 yaşında olan oğlan kardeşleri ise babasının ailesiyle kaldı.
Cinayetin ardından tam 10 ay sonra hazırlanan iddianamede, Ayten Demirci’yi “planlayarak ve tasarlayarak öldürdükleri” gerekçesiyle, baba ve amcaya Türk Ceza Kanunun 82/1 maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Elazığ Adliyesi 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamada, her iki faile de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Sanık avukatları Yargıtay’a başvurdu.
Sanat tarihi okuyor, çalışıyor
Neslihan ve iki kız kardeşi önce Elazığ’daki sevgi evlerinde kaldı. Bu sırada Neslihan üniversiteye hazırlandı, sanat tarihi bölümünü kazandı.Kız kardeşlerini Konya’daki sevgi evlerine gönderince o da kardeşlerinden ayrılmamak için Konya’ya gitti.
Ama kardeşleri Konya’da da çok kalamadı; başka bir sevgi evlerine gönderildiler. Neslihan da oradaki üniversitede eğitimine devam etti.
Şu an o kentte esirgeme yurdunda kalıyor iki kız kardeş. Neslihan da orada eğitimini sürdürüyor; hem de özel bir şirkette çalışıyor. Yaşı nedeniyle artık yurtta kalamıyor. Çalışıyor ve kardeşlerini okutuyor.
“Bize de bir şey yaparlar”
Annesi öldürüldüğünde üniversite hayalleri kuran lise öğrencisi olan Neslihan, bugününü “Kardeşlerim için yaşıyorum” diyerek özetliyor:
“Babam ve erkek kardeşi cezaevinde, ağırlaştırılmış müebbet cezası aldılar ama büyük amcaları halen dışarıda. Esas onun tutuklanması gerekli. Çünkü, hepimize şiddet uygulayan da oydu, babam onun yüzünden böyle bir karar verdi diye düşünüyorum. Bize de bir şey yapar diye korkuyoruz.”
Öfkesi çok büyük ama gözlerindeki ışıltıyı söndürecek kadar değil.
“Annem, bunu hakketmedi, hangi kadın çocuklarını istiyor diye öldürülebilir” diyor sonra ekliyor:
“Keşke babam da bu işin içinde olmasaydı, onu affedebilme olasılığımı elimden almasaydı. O benim babam ama yine de ben onu affedemem. İnsan kendi başına gelince anlıyor. Hiç bizim de öyle bir durum içinde olacağımızı düşünmezdim. Babamın ve amcalarımın hakettiği cezayı aldığını düşünmüyorum. Hepimizin hayatı mahvoldu.
“Annem sadece çocukları yanında olsun istiyordu. Benim vicdanım sızlıyor. Anneme herkes mahkemeye ‘gitme’ dediği halde ben git dedim. Mahkeme onu görürse bizi anneme verir diye düşündüm. Adliyeye gitmeseydi annem yaşıyor olurdu diye düşünüyorum.”
“Vicdanım konuşmam gerektiğini söylüyor”
Annesini kaybettikten sonra, kadın cinayetleriyle yüzleştiğini söyleyen Neslihan, “Ne kadar çok kadın öldürülüyormuş, hiç bilmiyordum,” diyor.
“Benim annem yanında koruma polisi varken öldürüldü. Düşünebiliyor musunuz? Onu korumakla görevli olanlar o kurşunlar sıkılırken ne yapıyordu? Geceleri bunları düşünmekten uyuyamıyorum.
“Bazen susayım anlatmayayım diyorum ama vicdanım konuşmam gerektiğini söylüyor. Asıl suçluların ceza aldığını düşünmüyorum. Evet biri babam biri amcam; ceza aldılar ama cinayetin içinde babamın ailesinden başkaları da olduğunu düşünüyorum.”
“Adalete de erkeklere de inancım kalmadı”
Neslihan’ın bu olaydan sonra adalet sistemine ve erkeklere olan inancı sarsılmış. Hayatında bir erkeğe yer olabilir mi hiç düşünmemiş, sadece ayakta kalmayı ve kardeşlerini okutmayı istiyor. “Kız kardeşlerim var, ayakta durmalıyım” diye sürdürüyor sözlerini.
“Kız kardeşlerimi okutmam gerekli. İkisi de çok akıllı, ileri de meslekleri olsun istiyorum. Bize destek olan, kardeşlerimin okumasına maddi manevi destek olan bir sürü kurum var. Hepsine teşekkür ederim. Arkadaşlarım, ‘Nasıl yapıyorsun da gülümsüyorsun?’ diye soruyorlar. Kız kardeşlerim için gülümsüyorum. Gülümsemezsem hayata tutunamam.”