Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), Meclis gündemine kadına karşı şiddet ve sağlıkta şiddetle mücadele konusunda Türk Ceza Yasası ve Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda kimi değişiklikler yapılmasını öngören yeni teklife dair bir kez daha açıklama yaptı.
“EŞİK Platformu feminist hukukçularının tasarıyı tüm yönleri ile inceleyerek hazırladıkları ayrıntılı bilgi notunda görüleceği üzere kadına karşı şiddetin önlenmesi için atılması gereken tek ve acil adım; Mevcut yasaların ve uluslararası sözleşmelerin etkin bir şekilde uygulanması ve başta yargıda olmak üzere toplumsal hayatın tüm alanlarında eşitlik karşıtı söylem ve uygulamalara son verilmesidir” dedi.
TIKLAYIN – Avukat Ceren Akkaya: Tasarı, eksik ama olumlueşi
Bilgi notunun satır başları:
*Sorun yasalarda değil, yasaların uygulanmamasındadır.
Türkiye’de esas sorun yasalarda değil, yasaların uygulanmamasındadır. Yine Türkiye’de sorun cezaların yetersizliği değil, infaz sistemine ilişkin düzenlemelerin ve ceza hukukunda indirime neden olan diğer düzenlemelerin uygulanması sonrasında cezaların neredeyse infaz edilmez hale gelmesidir. Bu nedenle cezaların caydırıcı etkisi ortadan kalkmakta; bu durum cinsiyetçi yargı pratikleriyle birleşince kadınlara karşı şiddet cezasız kalmaktadır. Bu yüzden EŞİK Platformu olarak aylardır “Yasalara Dokunma Uygula!” diyoruz.
Tasarıda, ısrarlı takibin açık şekilde suç olarak düzenlenmesi olumlu görülebilecek olsa da bu zaten Ceza Yasası’nın mevcut haliyle de cezalandırılabilecek bir suçtur. Israrlı takip sürekli bir taciz ve kontrol etme, musallat olma hali yani sistematik şiddettir ve işkencedir/eziyettir. Ceza Yasası’nın 96. maddesinde zaten eziyet suçu düzenlenmektedir ve bu madde yıllardır yürürlükte olmasına rağmen yargı tarafından görmezden gelinmekte; uygulanmamaktadır. Israrlı takip için 96. maddedeki 2-5 yıl hapis cezasını uygulamayıp, daha düşük cezalı yeni bir madde yazmakla sorunun çözülmeyeceği ortadadır.
Tasarıda yer alan Tutuklamada katalog suç düzenlemesi, takdiri indirim nedenlerinin sınırlandırılması, Suçun “kadına karşı işlenmesi” ibaresi (Nitelikli Hal Düzenlemeleri), Mağdur ile şikâyetçinin/Katılanın hakları (Şiddet Mağduru Kadınlar İçin Avukat Görevlendirilmesi), Uzlaşma gibi konular hakkında oldukça açıklayıcı bilgilere yer verilen bilgi notunda bir bütün olarak mevcut yasaların uygulanamaması ya da kadınlar aleyhine uygulanmasına ilişkin önemli noktaların altı çizilmiştir.
*Yasalara uygun davranmayanlar, yasaları uygulamayanlar, uymayacakları ve uygulamayacakları yeni yasalar yapmaktan vazgeçmelidir.
*İktidar bir şey yapmak istiyorsa, imzanın çekilmesi kararı üzerinden bir yılın geçtiği İstanbul Sözleşmesi’ni hayata geçirerek ilk adımı atabilir. Kadınlara karşı şiddeti ortadan kaldırmak için yeterli personelden özel bütçe düzenlemelerine kadar, bütüncül bir kadın politikasına ihtiyaç vardır.
*Kadına karşı şiddet konusunda her semtte kadın danışma merkezleri, ilçelerde sığınaklar, cinsel şiddet kriz merkezleri ve etkin çalışan bir alo şiddet hattından oluşan ülke çapında sağlam kurumsal mekanizma oluşturulmasına ihtiyaç var. Göz boyamaya yönelik yasal değişikliklerle yamalı bohça haline getirilen yasaların kadınlara bir faydası yok. İktidar kadınlara karşı şiddeti ortadan kaldırma iddiasındaysa öncelikle eşitlik ilkesini aşındırmaktan acilen vazgeçmeli, kadın erkek eşitliğini sağlayacak adımlar atmalı; bunun aksi yöndeki tüm tutumlarından vazgeçmelidir. Eşitsizlik, cinsiyete ve toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık ortadan kalkmadan kadınlara karşı şiddet ortadan kaldırılamaz.
*Kazanılmış haklarımızdan ve İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz! Yasalara Dokunma Uygula!