Sınırların açıldığı yönündeki haberlerin ardından Türkiye’deki mültecilerin sınır kapılarına geçişleri sürüyor. Kadınlarla çalışan iki hak örgütü Göçmen Dayanışma Derneği ve Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV), mülteci kadınların bu süreçten ne yönde etkilendiğini bianet‘e yorumladı.
“Kadınlar dil bariyerine takılıyor”
Göçmen Kadınlarla Dayanışma Derneği Başkanı Hatice Ödemiş Bayram göçün en çok kadınları ve çocukları etkilediğini belirterek şunlara dikkat çekiyor:
“Mülteci kadınlar dil bilmedikleri için en başta haklara erişimde ciddi sorun yaşıyorlar. Eğitim, sağlık gibi haklardan mahrumlar.
“Özellikle aile içindeki erkek şiddetiyle karşılaştıklarında da çözüm için gidebilecekleri bir yer yok. Bu anlamda kendilerini yalnız hissediyorlar.
“Kadınların büyük bir kısmı dil bariyerine takılıyor. Dil bilemeleri onlar için büyük bir dezavantaja dönüşüyor. Bir erkek sokakta olduğu için daha hızlı dil öğrenirken kadınlar için aynı durum söz konusu değil. Mülteci kadınların genel olarak eve kapatıldığını söyleyebiliriz.
“Zaten kadınların en büyük sorunu daha göç yolunda başlıyor. Bir çoğu tacize, tecavüze uğruyor ancak bunu duyuramıyorlar. Ailelerinin öldürmesinden veya onları daha çok eve kapatmasından korkuyorlar.
“Bizim başka bir gözlemimiz de şu oldu. Büyük bir kısmı çalışamıyor. İstihdam dışındılar ve istihdama katılsalar bile bu kez taciz ve şiddetle karşılaşıyorlar.
“İki yıldır İstanbul’da olup bir gün bile sokağa çıkmamış mülteci kadınlar var. Bu kadınlardan bazıları sadece derneğe gelmek için ilk kez sokağa çıktıklarını söyledi.
“Son süreçteki mülteci hareketleri ise kadınları çok olumsuz etkiledi. Bir anda oldu ve çocuklarını kapan yollara düştü. Sürecin faturası onlara kesildi. Televizyonlarda ırkçı ve cinsiyetçi söylemler yayılıyor. Bu söylemler tüm kadınları hedef alıyor.”
“Derneğe gelmeyen kadınlar var”
“Birincisi sürekli göçmenleri hareket edebilen bir grup olarak görmek çok sorunlu bir şey. Bu insanı değerler açısından da uluslararası hukuk açısından da çok sorunlu” diyen KADAV’dan Özgül Kaptan da kadınların şiddete açık hale geldiğini belirtiyor.
Kaptan şunları söyledi:
“Afgan ve Avrasya ülkelerinden gelen göçmenler ciddi şekilde desteksiz. Suriyelilerin üzerinde uluslararası bir dikkat var ama Afganlarda böyle bir durum yok. Çok zor yaşıyorlar ve çok zor koşullarda çalışıyorlar. Afganların yaşadığı evlerine ziyaret ettiğimizde soyadını kocalarına soran kadınlar oluyor.
‘Kadınlar sokağa çıkamıyor’
“Güvencesiz çalışıyorlar bu kadınlar. Göç olgusu devletler tarafından yaratılıyor. Devletler tarafından manipüle ediliyor.
“Türkiye’nin yaptığı yanlışlar kadar Yunanistan’ın ve AB’nin de eleştirilmesi gerekiyor. Bu süreçten kadınlar ve çocuklar etkileniyor. Alanda olduğumuz için yüz yüze olduğumuz için çok etkilendik. İnsanlar sokaklara çıkamıyor. Özellikle kadınlar sokağa çıkamıyor.
“Birçok danışmanımız bugünlerde derneğe gelemiyor. Danışanlarımız gelmeye korkuyor. Ayrımcılık ciddi olarak arttı. Maraş’ta olan saldırı İstanbul’u da etkiliyor. Hızlı bir iletişim var. Korku büyüyor.
“Savaşla birlikte korku yayılmıştı burada bunları yaşayınca kadınlar tamamen eve kapandı. Ayrımcılığa alışmışlardı. Bütün Türkiyeliler bütün Suriyelilere kötü davranıyor diye bir şey de yok. Ama yine de çok korkuyorlar. Vicdanlı insanlar da var yardım ediyorlar.
“Kadınlar çok daha fazla etkileniyorlar. Göç yoluna düştüğünüz anda kimliksiz statüsüz kaldığınız anda şiddete açık hale geliyorsunuz. Göç yolundaki kadınlar her zaman şiddete daha açık hale getiriliyor.”