Fotoğraf: Esra Eve Kutlu
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) İstanbul Şubesinde, İHDLGBTİ+’ar Komisyonu’nun düzenlediği panelde “Hapishanelerde Lgbti+ Mahkumların Sorunları ve Sağlığa Erişim” hakları konuşuldu.
14 Aralık Çarşamba günü düzenlenen panelin konuşmacıları, komisyon üyelerinden Avukat Eren Keskin, Açelya Güney ve Türk Tabipler Birliği’nden Prof. Dr. Psikiyatrist Şahika Yüksel’di. Panelde ilk olarak Prof. Dr. Psikiyatrist Şahika Yüksel konuştu:
“Konuşmam daha çok tıbbi alana yönelik olacak. Ben biyolojik kadın olarak doğdum ve öyle yaşıyorum; bu benim cinsiyet kimliğim. Doğduğu biyolojik kimliğiyle örtüşmeyen, bedenin içine hapsolan kadınlar ve erkekler de var; transseksüeller, translar. Biyolojik bedenim buyken, beynimin, ruhumun kimi arzuladığı da benim cinsel yönelimimi gösterir. Bu bir kadın da olabilir, erkekte, belki her ikisini de.”
“Görev yaptığım dönem içerisinde, getirilen mahkumlarla, trans mahkumlarla görüşmelerimde, odada kimsenin olmasına izin vermezdim. Diğer kişileri odadan çıkarırdım. Şu an bunu yapmak zor, zorlaştı. Hele de başkanımız (Şebnem Korur Fincancı) dahi tutukluyken…”
“Heteroseksizmin ırkçılıktan farkı yok”
Transların hapishaneye ayak bastığı ilk andan itibaren yaşadıklarına dair de, şöyle dedi:
Keskin, “ Trans kadınlar, cezaevine girdiklerinde ilk önce erkek cezaevlerine götürülüyorlar. Erkek gardiyanlar tarafından üst aramaları yapılıyor, sonra da hücreye konuyorlar. Kimliklerinde yazılan (uyum sürecine dair operasyon geçirmemişlerse veya kimlikleri değişmemişse) adları ile çağrılıyorlar.
“Erkek hapishanesinin kantinlerinde, kadına dair herhangi bir şey bulmak zor. Kadın olarak yaşamlarını dahi sürdüremez hale getiriliyor, trans mahkumların.”