KESK’li kadınlar kendi tarihlerini yapıyor

Handan Çağlayan 7 Kasım 2022 Türkçe
Facebook Twitter Google

İllüstrasyonlar: Eda Çağıl Çağlarırmak

KESK’li kadınların, 35 yılı aşkın sendikal mücadele tarihi, emek hareketi tarihinin olduğu kadar feminist kadın mücadelesi tarihinin de bir parçasıdır. Sendikal mücadeleyle kadın özgürlük mücadelesini birlikte yürüten KESK’li kadınların öyküleri dahil edilmeden yazılan Türkiye feminist kadın tarihi, eksik bir tarih anlatımı olur.

Bu nedenle İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi, KESK’li Kadınların Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Mücadelesi Vardık, Varız, Var Olacağız! başlığı altında bir sanal sergi yaptı. Sergide, KESK’li kadınların, mücadele tarihi, geniş çevreler için görünür kılındı. Türkiye kadın tarihi için belgelendi. Şimdilik sanal nitelikte olan sergi, 7/24 gezilebiliyor.

KESK’li kadınların kolektif sözlü tarih çalışması

“Vardık, Varız, Var Olacağız! KESK’li Kadınların Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Mücadelesi” sanal sergisi KESK’li kadınların kolektif sözlü tarih çalışmasına dayanıyor.

1980’li yılların sonlarında, aralarında kadınların da yer aldığı kamu emekçileri “fiili meşru mücadele” ve “hak verilmez alınır” gibi iki temel şiarla grevli toplu sözleşmeli sendikal haklar ve örgütlenme mücadelesi başlattılar. Bu mücadele kamu işkollarında sendikaların kurulmasıyla sonuçlandı. Kadınlar, 1995 yılında kurulan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu-KESK çatısı altında toplanan sendikalarda aktif bir şekilde yer aldılar. Çok boyutlu bir hak ve eşitlik mücadelesi yürüttüler. Mücadele içindeki zengin deneyimleri ile bağımsız kadın örgütleriyle, feminist akademisyenlerle ve uluslararası sendikal örgütlerle kurdukları ilişki onları dönüştürdü. Kendileri dönüştükçe içinde yer aldıkları sendikaları dönüştürdüler, işyerlerini, ailelerini ve yaşadıkları kentleri dönüştürdüler.

İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi’ndeki sergi, bu mücadelede yer almış KESK’li kadınlara ve onların kolektif olarak yarattıkları tarihe yönelik, KESK’li kadınlar tarafından yürütülmüş kolektif bir tarih çalışmasının ürünü.

Hafıza tazelemek

2015 yılında başlayanı KESK’li kadınların sözlü tarih çalışması uzun bir sürece yayıldı. Otuz yılı aşkın, kuşaklar arasına yayılan bir kadın mücadelesi sürecine ilişkin sözlü tarih yapmak için her şeyden önce bu tarihi hatırlamak gerekiyordu. Bunun için Aralık 2015 ile Temmuz 2016 tarihleri arasında dört geniş katılımlı atölye çalışması gerçekleştirdik. Bu toplantılarda bir yandan sözlü tarih çalışmamızın çerçevesini oluşturmaya bir yandan da görüşülecek KESK’li kadınların saptanmasına çalıştık.

KESK’li kadınlar, KESK’li kadınlarla sözlü tarih yapıyor

Geniş katılımlı hatırlama ve tartışma atölyelerinin ardından sıra KESK’in örgütlü olduğu yerlerde görüşmeleri yapmaya geldi. Bunun için farklı bölgelerde KESK’e bağlı sendikalardan birine üye olan, daha önce saha araştırması ve yüz yüze görüşme yapma deneyimine sahip gönüllülerden bir saha ekibi oluştu.

Sözlü tarih atölyesinin ardından ekibimiz bölgelerine dağıldı ve görüşmeleri yapmaya başladık. Türkiye’nin her bölgesinden, KESK’in örgütlü bulunduğu sendikalarda görev üstlenmiş, çalışmalarına aktif katılmış sendika üyesi 70 kadın ile sözlü tarih görüşmesi gerçekleştirildi ve ses kayıtları yapıldı.

Arşiv çalışması

Böylesine büyük bir gönüllü ekiple saha çalışması olanağı varken, hedefimizi büyüttük. Ülkenin dört bir yanında yüz yüze görüşmeler yaparken ve KESK’li kadınlardan uzun bir sürece ilişkin hafızalarını canlandırmalarını isterken, bu çalışmanın aynı zamanda bir arşiv oluşturmaya da hizmet etmesini istedik. Bütün bu çalışmaları 15 Temmuz darbe girişimi, ardından OHAL ilanı, KHK’lar, işten çıkarmalar gibi olağanüstü koşullar eşliğinde yürüttük.

Sözlü tarihten sanal sergiye

İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi, KESK’li kadıların yürüttüğü sözlü tarih çalışmasından haberdar olduğu andan itibaren, ekibimizi sergi yapma konusunda teşvik etti. Sergi için de kolektif bir emek süreci yürüttük. Yapılacak çok iş vardı. Sözlü tarih görüşmelerinin sergide kullanılabilmesi için işe görüşme yapılan KESK’li kadınlardan izin alarak başlamak gerekiyordu. Bunun için görüşmeleri yapan sözlü tarih ekibi bir kez daha kolları sıvadı ve görüştükleri KESK’li arkadaşlarına yeniden ulaştılar. Bu aşamadan sonra kendisiyle görüşme yaptığımız KESK’liler de sergi hazırlama sürecinin aktif katılımcılarına dönüştüler.

Sanal sergide sendikal mücadele hikâyesi ile yer alacak kadınlar, eski dosyalarını karıştırıp sendikal çalışmalar esnasında çekilmiş fotoğraflarını, sakladıkları gazete kupürlerini, aldıkları disiplin cezalarının, yargılandıkları davaların belgelerini bulup gönderdiler.

Dahası, kişisel tarihleri ve KESK mücadelesi açısından önemli buldukları eylemlere, etkinliklere, anlara ilişkin kısa videolar yaptılar. Bazılarına ilişkin videoları ise sendika arşivlerini karıştırırken bulduk. KESK ve bağlı sendikaların kadın sekreterlerinin, uzmanlarının ve diğer çalışanlarının da emekleri ve katkılarıyla altı aylık yoğun bir emek sürecinin ardından İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi’nin “Vardık Varız Var Olacağız KESK’li Kadınların Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Mücadelesi” sanal sergisi 15 Eylül 2022 tarihinde, ziyaretçileriyle buluştu.

Sergide neler var?

Beş ana salondan oluşan serginin giriş salonunda 36 KESK’li kadının hikâyesi kendi sesinden yer alıyor. İllüstratör Eda Çağıl Çağlarırmak’ın çizimleri eşliğindeki hikâyelere fotoğraflar, video kayıtları gibi arşiv malzemeleri eşlik ediyor.

Serginin Dönüştürücü İşbirliği salonu , feminist pedagoji ve kadın dayanışmasına odaklı tasarlandı. KESK’in eğitim çalışmalarında, kampanya ve kurultaylarında görev üstlenmiş KESK üyesi feminist akademisyenler ile eğitimci eğitimlerine katılmış, sendikada toplumsal cinsiyet eğitimleri vermiş sendika aktivistlerinin, bu deneyimlerine ve dönüştürücü işbirliklerine ilişkin videolarının yanı sıra Aksu Bora’nın yaptığı gibi yazılı deneyim aktarımı da yer alıyor.

Sendikal Çalışmalar salonunda, KESK’li kadınların mücadele tarihleri boyunca gerçekleştirdikleri bütün kurultaylara, kampanyalara, yazılı ve görsel belgelere, yayınlara ve etkinlik fotoğraflarına ulaşmak mümkün.

İnteraktif salonu ise sürprizli bir galeri. Zamanı kısıtlı sergi ziyaretçileri, bu galeriye girerek kısa süre içinde, şaşırtan Bilmeceler veya KESK’li Kadınlar ABC’si odalarında keyifle dolaşırken, KESK’li kadınların tarihine ilişkin bir fikir edinebilir.

Sergi, Türkçe ve İngilizce versiyonlarıyla şimdilik iki dilli. Zaman içinde Türkiye’deki birçok anadilinde de erişilebilir yapılacak.

Bu sergi, içinde ismi geçenlerin şahsında binlerce KESK’li kadının ülkenin dört bir yanında otuz yılı aşkın süredir yürüttükleri mücadelenin ürünüdür. İki kuşağı barındıran bu süre içinde kaybettiğimiz öncü KESK’li kadınlar da oldu. Hepsi anılmayı hak ediyor. Sergi bu kadınlardan Nurhan Akyüz , Sevil Erol ve Sevgi Göyçe‘nin şahsında bütün kaybettiklerimize ve isimleri bilinsin veya bilinmesin “Vardık Varız Var Olacağız” diyen bütün KESK’li kadınlara ithaf edildi.

Sözlü tarih görüşmesi yapılacak kadınlar nasıl saptandı?

Bu, o kadar da kolay olmadı. Her şeyden önce otuz yılı aşkın bir süre, KESK çatısı altında on bir iş kolunda ve ülkenin dört bir yanında örgütlü binlerce kadın söz konusu idi. Kuşaklar, işkolları, bölgeler, kentler, KESK’in farklı dönemleri, merkez ve yerel örgütlenmeler gibi göz önünde bulundurulması gereken pek çok değişken bulunuyordu. Ayrıca KESK’in önemli yapısal özelliklerinden biri olan “grup dinamikleri” faktörü vardı. Sözlü tarih yapılacakların listesini oluştururken bütün bunlara titizlikle özen göstermek, olabileceği kadar objektif kriterler bulmak gerekiyordu.Objektif kriterlerden birisi KESK tarihi boyunca Kadın Kurultay Kitapları gibi kadınlar tarafından ortaya çıkarılan yazılı kaynaklardaki isimlerden bir liste oluşturmaktı. Böylesi bir liste hem işkolları hem merkez ve yerel örgütler hem grup dinamikleri ve hem de kısmen de olsa kuşaklar açısından objektif bir kaynak olabilirdi.

Ortaya çıkan uzun liste üzerinde, atölye toplantılarında çalışıldı. İletişim bilgileri bulunmaya çalışıldı. Ulaşılabilen ve oluru alınan KESK’li kadınlar listesi üzerinde danışma kurulu ile tekrar çalışıldı. Yukarıda sözü edilen kriterler açısından liste yeniden gözden geçirildi. Ayrıca, ismi hiçbir yazılı kaynakta geçmemiş olsa bile bu sürece emek katmış ya da herhangi bir grup aidiyeti olmadığı için yetkili organlarda yer alma fırsatı yakalayamamış “isimsiz” kadınların da temsil edilebilmesi için listeye ekler yapıldı.

Bu liste üzerinde, sözlü tarih atölyesinde de çalışıldı. Bölgelerden gelen ve sözlü tarih görüşmelerini yürütmek üzere sözlü tarih atölyesine katılan KESK’li kadınlar, çok iyi bildikleri kendi bölgeleri için önerilerde bulundular. Listeye yeni eklemeler yapıldı, fakat nokta koyulmadı. Çünkü sözlü tarih görüşmeleri için sahaya çıktığımızda çalışma o kadar ilgi gördü ki listeye nokta koymak mümkün olmadı. Kendisi ile sözlü tarih görüşmesi yapılan KESK’li kadınlar, bu çalışmanın yürütücüleri haline geldiler. Bulundukları kentlerde yeni görüşmeler yaptılar. Kendisi ile görüşme yapılan KESK’li kadınlar, çalışmanın yürütücüleri haline dönüştükleri için açık uçlu listeye sürekli yeni eklemeler yapıldı. Böylece çalışma, ulaştığı herkesin çalışmanın aktif katılımcısı ve yürütücüsü haline geldiği katılımcı ve kolektif bir hal aldı. Atölyelere katılan, kendisi ile sözlü tarih görüşmesi yapılan herkes bu çalışmayı çok sahiplendi çünkü kendi yaptıkları tarihi hatırlamak; kendi emeği, kolektif olarak başardıkları üzerine düşünmek, kolektif hafızayı tazelemek herkese çok iyi gelmişti.

 

 

Sergide hikâyesi yer alan 36 kadın neye göre seçildi?

Sergide yer alan kadınlar, sözlü tarih görüşmesi yapılmış olanlar arasından seçildi. Bu sayı, sözlü tarih görüşmelerindeki sayıdan daha azdır. Sergileme konseptiyle ilgili ve zaman, enerji, teknik kısıtlamalar dikkate alınarak, sergi içeriği belli bir sayıyla sınırlandı. Sergi konsepti, ana salonda, her anlatı için bir galeri öngörüyordu. Çalışma zamanı planı dikkate alınarak, ancak 36 anlatı detaylı olarak hazırlanabildi. Bu nedenle tüm sözlü tarih görüşmelerinin kullanılması mümkün değildi.Öte yandan, KESK tarihi içinde görev üstlenmiş her kadının hikâyesi biricik ve sergide yer almayı hak ediyor. Serginin dijital olmasının avantajını kullanarak, yeni eklemelere, yeni katılımlara alan açmak gelecekle ilgili planlarımız arasında. Sergiyi, KESK’li kadınların katkılarını, yeni belgelerini, fotoğraflarını, yeni hikâyelerini eklemeye teknik olarak hazırlayacağız. KESK’li kadınlar ayrıca dilerlerse İstanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi blog’unda da düzenli olarak yazabilecekler.

Adres: info@istanbulgendermuseum.org