“Kadınları öldürenler ellerini kollarını sallaya sallaya gezemesin. Ağırlaştırılmış müebbet cezası almalarını istiyorum.”
Bu sözler, Şule Çet’in babası İsmail Çet’e ait.
Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet, 29 Mayıs 2018’de Ankara’da bir plazanın 20’nci katından şüpheli bir şekilde düşerek yaşamını kaybetti.
Cinayete ilişkin Çağatay Aksu ve Berk Akand tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Çet’in babası, Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın soruşturmanın ilk başlarında yetkili makamlarca korunduğunu, ancak dosyaya bakan savcının değişmesiyle, soruşturmada gelişme olduğunu kaydediyor:
“En son hazırlanan iddianame de istenen cezayı biz de istiyoruz. Benim kızım öldürüldü. Her ikisinin de en ağır cezaya çarptırılmasını istiyorum. 2009’de eşimi kaybetmiştim şimdi de kızımı kaybettim. Kızımı çok zor şartlarda okutmaya çalışıyordum. Adalet sağlansın, kızımı öldürenler hemen yargı önüne çıksın. Savcı iddianameyi hazırladı ancak henüz mahkeme tarihi verilmedi. Bir an önce mahkemeye çıkmalarını istiyorum.”
“Suçları nedeniyle cezaevindeler”
Cinayete ilişkin Ankara Cumhuriyet Savcılığı, iddianamede “cinayet”, “cinsel saldırı” ve “hürriyeti tahdit” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39’ar yıla kadar hapis cezası istedi.
Çet Ailesi’nin avukatı Umur Yıldırım, savcılığın, iki şüphelinin anlattığı senaryoyu tamamen bir hayal ürünü olarak değerlendirdiğini belirtti:
“Bu iddianameye göre hakettikleri cezayı alacaklarını düşünüyorum. Şüpheliler, ‘Biz kamuoyu baskısından dolayı tutuklandık’ diyor. Hayır, onlar, suç delilleri nedeniyle ve bu suçu işledikleri için tutuklandılar. Biz, hukuken hakettikleri cezayı alsınlar istiyoruz, ne bir eksik ne bir fazla.”
“Savcılık üç raporu da dikkate aldı”
Davadaki adli tıp kurumu raporlarına da değinen Yıldırım, son gelen İstanbul Adli Tıp Kurumu raporun hiçbir somut bilgi ortaya koymadığını söyledi:
“Rapor yaklaşık 20 sayfa, ilk 19 sayfası, şüphelilerin ifadeleri ve diğer toplanan delillerden oluşuyor. Sadece son yarım sayfada, savcılığın sorduğu soruları yöneltiyor. Örneğin ‘Düşmüş olabilir de olmayabilir de” gibi ifadeler kullanıyor. Yani, rapor bize bir şey söylemiyor. Ankara Cumhuriyet Savcılığı, tüm raporlara göre hazırladı iddianameyi ve zaten faillerin üç suçtan cezalandırılmasını istedi.”
“İntihar kılıfı ile cinayetlerin üzeri örtülüyor”
Bütün olan biten içinde Yıldırım’ın dikkat çektiği bir noktada şu:
“Bu cinayetin en masum sorusu bu. Bunu, bu cinayetin, intihar olduğunu iddia edenlere soruyorum. Yoksul kızlar neden intihar etmek için her defasında zengin bir adamın evini, plazasını tercih etsin? Şule’nin öldürülmesi gibi onlarca örnek sayabilirim. Bu ülkede, intihar kılıfı üzerinden cinayetlerin üzeri örtülüyor.”
“İyi hal indirimi yapılmasın”
İki şüphelinin de Çet’i öldürdüklerine dair savcılığın elinde 10’dan fazla delil olduğunu söyleyen Yıldırım, Aksu ve Akand’ın, Şule’nin ölümü dışında başka suçları da olduğunu söylüyor ve ekliyor:
“Keşke önceden işledikleri gibi adi suçlar işleselerdi ama hayatının baharında Şule’yi öldürmeselerdi. Suç sabıkalarında en az 6-7 suç başlığı var. Kredi kartıyla dolandırcılık yapmaktan, evrakta sahteciliğe kadar bir çok suçları var. Umarım, mahkeme bu suçları da görüp, hiçbir şekilde iyi hal indirimi yapmaz.”