SES Genel Merkezi’nden Aile Bakanlığı’na: “Toplum mühendisliğinden vazgeçin”

9 Mayıs 2025 Türkçe
Facebook Twitter Google

Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Aile Bakanlığı’nın “toplumsal cinsiyet”, “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” kavramlarını yasaklayan talimatına tepki gösterdi.

Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı genel müdürlüklere ve 81 ilin müdürlüğüne “Toplumsal cinsiyet ve bazı kavramların kullanımı hk.” konulu bir yazı göndererek LGBTİ+’ları hedef aldı.

Müdürlük, gönderdiği yazıda; ulusal ve uluslararası kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve diğer paydaşlarla birlikte bakanlık birimlerinin yürüteceği çalışmalarda “toplumsal cinsiyet”, “toplumsal cinsiyet kimliği”, “LGBT”, “SOGIESC (sexual orientations/cinsel yönelim, gender identities, gender expressions and sex characteristics)”, “kapsamlı cinsellik eğitimi” gibi kavramlara karşı ortak bir tutum takınılması gerektiğini savundu.

KaosGL.org’un gündeme getirdiği talimata Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası da tepki gösterdi. Sendika, yaptığı açıklamada bakanlığa seslendi, “Toplum mühendisliğinden vazgeçin” dedi.

Açıklamanın tamamı şöyle:

“2 Mayıs 2025 tarihinde, E-721647487-507.99-15884372 sayılı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yayımlanan ve “toplumsal cinsiyet” ile” cinsiyet çeşitliliği” kavramlarının kullanılmaması gerektiğine yönelik açıklama, yalnızca bilimsel gerçeklere değil aynı zaman da Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve anayasaya da aykırıdır. Toplumsal cinsiyet kavramı biyolojik farkların ötesinde, toplum tarafından şekillendirilen rollerin, beklentilerin ve eşitsizliklerin adlandırılmasıdır.

Cinsiyet çeşitliliği ise bireylerin kimliklerinin yalnızca ikili bir kategoriye indirgenemeyeceğini ve her bireyin yaşama hakkına eşit muameleye ve saygıya layık olduğunu kabul eden bir yaklaşımdır bu kavramların reddedilmesi bireylerin varoluşlarının inkarıdır. Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa Sosyal Şartı, Çocuk Hakları Sözleşmesi, AGIT, OECD, ILO ve CEDAW Sözleşmesi (kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi) toplumsal cinsiyet eşitsizliklerin giderilmesini bir devlet yükümlülüğü olarak tanımlarken, İstanbul sözleşmesinin feshi sonrası bile geçerli olan anayasa ve ulusal mevzuat, eşitliği ve ayrımcılıkla mücadeleyi kamu kurumları için temel sorumluluk haline getirmiştir. Dolayısıyla bakanlığın bu açıklaması toplumsal ilerlemeye ket vurmakla kalmamakta aynı zamanda yasal ve uluslararası yükümlülüklerle çelişmektedir.

2017 Yılına kadar ASHB’lığı dahil birçok bakanlık tarafından toplumsal cinsiyet eşitliği dersleri verilmekteydi. Kamu spotları ve yapılan eğitimlere dair görüntüler halen sosyal medya da çarşaf çarşaf bulunmaktadır.

Sormak istiyoruz ne oldu da bunlardan vazgeçtiniz? Aile yılı olarak ifade ettiğiniz olgu ile yeni bir toplumsal mühendislik ile cinsiyet çeşitliliğini yok sayan, kadınları kamusal alandan çıkarıp sadece annelik rolüne büründürmeye çalışan uygulamalar ile tahayyül ettiğiniz toplumsal düzenin inşasına SES’li kadınlar olarak da bu ülkenin kadınları olarak da izin vermeyeceğimizi bilmenizi isteriz.”

“Hayati önemdeki kavramların silinmeye çalışılması insan onuruna saygıyla bağdaşmaz”

“Bakanlığın bu tür ifadeleri toplumsal cinsiyet eşitliğini hedefleyen çalışmaların kriminalize edilmesine hak temelli mücadelelerin itibarsızlaştırılmasına ve en savunmasız grupların dışlanmasına düşmanlaştırılmasına zemin hazırlar kadınlar LGBTİ+ bireyler ve ayrımcılığa uğrayan diğer topluluklar için hayati önemdeki kavramların silinmeye çalışılması sosyal hizmetlerin temel değerleri olan kapsayıcılık, eşitlik ve insan onuruna saygıyla da bağdaşmaz.

Buradan bakanlığa sesleniyoruz: Toplum mühendisliğinden vazgeçin. Asli işleriniz arasında en başta gelen aşağıdaki konulara yönelik sorulara cevap verip çalışma yürütün.

  • Depremde akıbeti bilinmeyen çocuklarla ilgili ne yaptınız?
  • Bakanlığınıza bağlı huzurevlerinde ve yoksullukla açlıkla pençeleşen fuhuşa sürüklenen çocuklar için ne yapmaktasınız?
  • Suça sürüklenen, uyuşturucuya bulaşan, yoksulluğa terk edilen, cinsel istismara uğrayan çocuklar ve kadınlar için hangi politikalarınız var? Ya da politikasızlığınızın sonucu mu bunlar yaşanıyor?
  • Okula aç giden çocuklar için tedbirleriniz nelerdir?
  • Her yıl katmerleşerek artan kadın cinayetlerini önlemeye yönelik politikalarınız neler?
  • MESEM’lerde iş cinayetlerine kurban giden çocuklara yönelik bir sözünüz programınız var mı?
  • Huzurevlerinde sıra beklerken kaliteli bir yaşam sürmek yerine yaşamını yitiren yaşlılar için sorumluluk hissediyormuşsunuz?
  • Angarya çalışma, mobbing, liyakatsiz yöneticiler eliyle düşük ücretlerle kölelik koşullarında çalışan bakanlığınız personelinin durumunu düzeltmeye yönelik politikalarınız var mı?
  • Farelerin cirit attığı sosyal hizmet merkezleri yerine hizmet üreten emekçiler için sağlıklı ve güvenli ortamlarda çalışma koşulları ile başvurucuların sağlıklı koşullarda yaşayacağı mekanlar oluşturmaya yönelik politikanız var mı?

Bir kez daha ifade ediyoruz; Toplumun tüm kesimlerine eşit hizmet sunmayı amaçlayan bakanlık bilimsel ve evrensel eşitlik ilkeleriyle uyumlu politikalar üretmeli, bireylerin kimliklerini görünmez kılmak yerine onların haklarını tanımalı ve güçlendirmelidir.”