Arya B. Zencefil, Pembe Hayat’ta yayınlanan yazısında sosyal medyada trans öznelere, trans haklarını savunanlara ve gittikçe bağlamsızlaşan tartışmalara açıklık getirilmesi ve ortak bir dil için terminoloji paylaşıyor:
“Dil, yalnız kişinin değil, toplulukların da farkındalığının kaynağıdır. Burada halihazırda bildiğiniz kavramları da açıklarken ya da yeni terminolojisi konuşurken, üretilen transfobik argümanlara da cevaplarını da vermeyi uygun gördük.
Trans: Translık bir kimlik tecrübesidir, kişiye doğumda atanan (assigned gender) cinsiyet ile kişinin yaşadığı ve beyan ettiği cinsiyet tecrübesinin farklı olduğu anlamına gelir, herhangi bir fiziksel özelliğe hitap etmez. Bir kişinin trans olması, kromozomları, üreme organları ve ürettiği üreme hücresinden bağımsızdır bu bir kimlik tecrübesi olarak kişinin yaşadığı deneyimdir. Translar, kendi kimlik ve bedenlerinde var olabilmek adına uyum sürecine girebilirler, bu süreç de yalnız fiziksel değil aynı zamanda sosyal ve hukukidir. Herhangi bir tıbbi müdahale olmadan da kişi uyum süreci içerisinde olabilir.
Cis // Natrans: Cis ve Trans bir cinsiyet kimliği tecrübesidir. Cis ya da Natrans demek, kişinin cinsiyet kimliği ile ona atanmış olan cinsiyetin uyum içerisinde olduğunu belirtir. Natrans kelimesini bir hakaret olarak algılayan, herhangi bir hakaret belirtmemesine rağmen öyleymişcesine göstermeye çalışan transfobikler vardır. Bu kelimeler yalnızca kişinin tecrübesini belirtir. Eğer ki birisi trans değilse, cis’idir (ya da tam tersi).
Cis tecrübesine sahip insanlar yasalarca belirtilmemiş belli ayrıcalıklara sahiptirler. Toplumumuz cis-normatif olduğu için, hayatlarında transfobiye maruz kalmayan insanlar olarak, insan haklarının kısıtlandığı, şahsa ve haysiyete karşı suçlar işlenen bir ayrımcılık olan transfobinin etkilerini şahsen gözlemleyemeyebilirler, bu noktada trans özneleri dinlemek çok önemlidir. Cis tecrübesindeki insanlar kimliklerinde oldukları kişiyle ilgili doğru bilgiler yer alması için uzun yıllar sürebilen ve maddi yük getiren yasal bir uyum sürecine tabii değildirler, cis kimlikleri üzerinden ayrımcılık görmezler. Medeni hakları yasalarca korunmaktadır. Translar için bunların hukuki bir koruması yoktur, devlet üreme hakkına ve bedenlerimize karışmaktadır ve ihtiyaç olsun olmasın ameliyatları zorlamaktadır.
Cis insanlar, gündelik hayatlarında bir ayrımcılık yaşamamak hastanelerde sürünmek, doktorlara kendilerini ispat etmek, ameliyatlara girmek ve de bürokrasi içinde var olmak adına daim bir mücadele vermek zorunda değildir. Bu cis olan insanların yaşadığı hukuken görmezden gelinmenin ötesinde bir problem olarak doğrudan *tanınmamak* meselesidir.
Sahip oldukları ayrıcalıklar, diğer kimliklerinden sahip oldukları diğer ayrıcalık ya da yaşadıkları ayrımcılıkları silmez.
Cis olmak kendi içinde bir sorun ya da problem değildir. Cis olmak da trans olmak da gayet normal, gayet hayat içerisinde olan farklı cinsiyet kimliği yaşama tecrübeleridir. Transfobi üretmek fakat bir ayrımcılıktır, nefret ve önyargılarla hareket etmektedir.”
…