Suriye Kadın İnisiyatifi’nin raporu: Uluslararası toplum sessiz

30 Haziran 2025 Türkçe
Facebook Twitter Google

Fotoğraf: Evrensel

Raporda, Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’nün 6. ve 7. maddeleri uyarınca bu suçların soykırım suçları kapsamında değerlendirilmesi talep ediliyor.

Suriye’de özellikle Batı bölgelerinde yaşayan Alevi kadınlar sistematik şiddetin hedefi haline geliyor. Suriye Kadın İnisiyatifi tarafından yayımlanan son rapor, Mart 2025’ten bu yana aralarında çocukların da bulunduğu en az 90 Alevi kadın ve kızın kaçırıldığını ortaya koyuyor.

Kaçırma, zorla alıkoyma, işkence, cinsel şiddet ve zorla evlendirme vakaları belgelenmiş durumda. Uluslararası insan hakları kuruluşları, bu suçların mezhepsel bir kimlik temelinde işlendiğine ve insanlığa karşı suç boyutuna ulaştığına dikkat çekiyor.

Tanıklıklar, bazı güvenlik görevlilerinin ve yeni geçici hükümet unsurlarının doğrudan suçlara ortak olduğunu gösteriyor. Aileler, çocuklarının kaçırılmasına dair şikayetlerini dile getirince tehdit ediliyor, sosyal medyada yardım çağrısı yapmaları engelleniyor. Zorla evlendirme vakaları “yasal evlilik” olarak gösteriliyor ve yerel yetkililer herhangi bir yasal işlem yapmadan dosyaları kapatıyor.

Raporda yer verilen örnekler bu konudaki gerçekleri gözler önüne seriyor. 15 yaşındaki bir kız çocuğu, teyzesinin dükkânı önünde kaybolduktan sonra, ailesine gelen mesajlarda işkence görmüş haliyle fotoğrafları gönderiliyor, karşılığında fidye isteniyor. Bazı kaçırılan kadınlar, başka erkeklerle “evlendirilerek” özgürlükleri ellerinden alınıyor, cinsel şiddete ve işkenceye maruz kalıyor. Bir anne, “Kızım mezardan dönmüş gibiydi” sözleriyle kızının maruz kaldığı şiddeti anlatıyor.

Yerel tanıklar, güvenlik güçlerinin kimi zaman doğrudan kaçırma olaylarını gerçekleştirdiğini, kimi zaman da organize suç şebekeleriyle işbirliği yaptığını aktarıyor. Eczanelerde, sokak ortasında, üniversite kampüslerinde kaçırılan kadınların izine uzun süre ulaşılamıyor. Hükümetin kontrolündeki bölgelerdeki güvenlik birimleri ise ailelere “unutun, evlendi” diyerek susmalarını istiyor.

“IŞİD’in Ezidi kadınlara yaptığına benziyor”

Rapor, bu suçların kalıbı ve şiddet biçimi açısından, IŞİD’in Yezidi kadınlara karşı Irak’ta işlediği suçlarla benzerlik taşıdığına dikkat çekiyor. Cinsel köleleştirme, tehdit, zorla evlendirme, fidye pazarlıkları ve sistematik işkence gibi suçlar Suriye’de Alevi kadınların kaderi haline geliyor.

Uluslararası hukuk açısından bu eylemler, “zorla kaybetme”, “sistematik cinsel şiddet”, “mezhepsel temelli zulüm” ve “insanlığa karşı suç” kapsamına giriyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’nün 6. ve 7. maddeleri uyarınca bu suçların soykırım suçları kapsamında değerlendirilmesi talep ediliyor.

Uluslararası topluma çağrı

Suriye Kadın İnisiyatifi ve hak savunucuları, BM’nin öncülüğünde bağımsız bir uluslararası soruşturma komisyonunun acilen kurulmasını talep ediyor. Ayrıca Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Roma Statüsü 15. maddesi uyarınca soruşturma başlatması isteniyor.

Raporun son bölümünde yer alan çarpıcı çağrı ise şöyle:

“Hiçbir mezhep, hiçbir iktidar, hiçbir güvenlik aygıtı bu suçların üstünü örterek onurdan bahsedemez. Kadınların kaçırılmasına göz yuman herkes, insanlık vicdanından yoksundur. Sadece adalet değil, insanlık için uyanış talep ediyoruz.”

Kadın hakları savunucuları, uluslararası medya ve sivil toplum kuruluşlarını harekete geçmeye, sessizliğin cezasızlığa zemin hazırladığını hatırlatarak, kadınların hayatının pazarlık konusu edilmesine dur demeye çağırıyor.