Fotoğraf: Kaos GL
TMMOB 9. Kadın Kurultayı, 6-7 Aralık’ta yapıldı. Kurultayda yapılan basın açıklamasında LGBTİ+’lara yönelik nefrete dikkat çekildi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) 9. Kadın Kurultayı 6-7 Aralık’ta Makina Mühendisleri Eğitim ve Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Kurultayda TMMOB’lu kadınlar basın açıklaması da yaptı. Açıklamayı TMMOB Kadın Çalışma Grubu 2. Başkanı Dilruba Duygu Söylemez okudu.
Açıklamada, Aile Yılı’nın politik bir çerçeve olduğu vurgulandı ve şu ifadeler kullanıldı:
“Aile Yılı kapsamı genişletilerek kadınların bireysel haklarını, özgürlüklerini ve toplumsal varlığını aile kurumu içinde yeniden tanımlamayı hedefleyen uygulamalar devreye sokulmaktadır. Kadınları bakım emeğine mahkûm eden, istihdamdan uzaklaştıran, boşanmayı zorlaştıran, şiddeti yok sayan bu yaklaşım; ataerkil aile yapısının ve onu düzenli üreten neoliberal düzenin ihtiyaçlarına göre şekillendirmektedir. Aile adı altında haklarımızın daraltılmasına, özgürlüklerimizin kısıtlanmasına ve yaşamlarımızın denetlenmesine izin vermeyeceğiz!”
“Haklarımıza ve yaşamlarımıza yönelik tehdit ortadan kalkmış değil”
Açıklamada kamuoyunun gündemine gelen ve taslak halinde LGBTİ+ karşıtı düzenlemeler içeren 11. Yargı Paketi’ne de değinildi. Meclise gelen paketin LGBTİ+ karşıtı düzenlemeler içermediğini hatırlatan açıklamada şunlar söylendi:
“Son dönemde gündeme gelen 11. Yargı Paketi, kadınların ve LGBTİ+ bireylerin haklarını hedef alan maddeler içerdiği için toplumdan büyük tepki görmüş; bunun sonucunda bazı ayrımcı düzenlemeler geri çekilmiştir. Ancak biliyoruz ki haklarımıza ve yaşamlarımıza yönelik tehdit ortadan kalkmış değildir. Kadına yönelik şiddet özel bir mesele değil, toplumsal ve politik bir sorundur. Kadınların medeni haklarına, nafaka hakkına, özgürlüklerine yönelik hiçbir meşrulaştırılamaz. Gerici politika ve uygulamalar kadınların hayatını daraltmakta; laik ve eşit yurttaşlık ilkesini hedef almaktadır. Toplumu kutuplaştıran ve nefret siyasetine alan açan söylemler bu ülkenin kadınlarına yönelmiş doğrudan bir tehdittir.”
Açıklamada Uluslararası Çalışma Örgütü’nün verilerine de dikkat çekilerek LGBTİ+’ların iş yaşamında uğradığı hak ihlalleri vurgulandı:
“ILO verileri, kadınların iş yaşamında çok yönlü eşitsizliklere maruz kaldığını açık biçimde ortaya koymaktadır. Kadınların ve LGBTİ+ bireylerin güvenceli ve eşit çalışma koşullarına ulaşabilmesi için Türkiye’nin ILO’nun 190 sayılı “İşyerinde Şiddet ve Taciz Sözleşmesi”ni derhal onaylaması gerekmektedir. Eşit işe eşit ücret, kreş hakkı, toplumsal cinsiyet temelli ücret farklarının ortadan kaldırılması ve sendikal örgütlenme özgürlüğünün güvence altına alınması; kadınların hem istihdamda hem de kamusal yaşamda eşit temsil edilebilmesinin temel koşullarıdır.”
Açıklamanın tamamı için tıklayın.