“Yargılamayı yapan mahkeme, sanık hakkındaki suçu ispatlayan tüm delil ve raporlara rağmen, sanık hakkında uzak kesin delil edilemediği ndeniyle ve ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesini dikkate alarak beaat kararı verdi. Bu, hukuki gerekçelere uzak bir karardır.”
İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Avukat Eren Keskin‘in “tüm delil ve rapor” diye özetlediği raporlar, trans kadın Kati A.’ya, Prof. Dr. Estetik Cerrah Ali G.‘nin yaptığı estetik operasyonlarının eksik ve yanlış yapıldığını gösteriyor.
Prof. Dr. Estetik Cerrah Ali G.’nin gerçekleştirdiği çok sayıda estetik operasyon nedeniyle yürüyemez ve konuşamaz duruma gelen Kati A.’nın yüzü de tanınmaz halde.
Kati A., kendisine yanlış ve eksik estetik operasyonu gerçekleştiren doktora karşı hukuk mücadelesi veriyor.
Kalça operasyonu başarısız oldu
Ali G. ve Kati A.’nın ilk diyaloğu 2010’da başlıyor. Önce, 2013’te Kati A.’nın kalçasında gerçekleştirilen ameliyat başarısız oluyor. Bu başarısız ameliyatın sonucu, Kati A. kalça ve omuriliğinde meydana gelen eğim nedeniyle rahat yürüyemez ve rahat oturamaz hale geliyor. Bacaklarında yoğun ağrılar oluşuyor.
Bununla bitmiyor. Doktor G., Kati A.’ya kalça (popo) ameliyatında silikon yerleştiriyor ancak bir hafta sonra silikonlar kaydığı için Kati’yi yeniden ameliyata alıyor. Bu defa silikonları çıkartıp popo üzerinden kaslarını kesiyor.
Her ameliyat sonrası şikâyet arttı
Daha sonra Kati A.’ya yeni bir yöntem çıktığını söyleyen doktor Ali G., bir dolgu malzemesi almasını istiyor.
Dolgu maddelerini, şırıngayla çekip kalçalarına enjekte ediyor, ancak, bir hafta sonra Kati A.’da oluşan yoğun iltihap ve ateş nedeniyle enjekte ettiği maddeyi geri çekmek zorunda kalıyor. Bu kez, yeni bir dolgu malzemesiyle, yeni bir ameliyat yapıyor. Fakat, bundan sonra da Kati A.’nın şikâyetleri daha da fazla artıyor.
Kati A. aralarında diyalog ve samimiyete güvenerek, 2014’te yüz gerdirme talebiyle bu kez doktor Ali G.’ye gidiyor. Doktor G. “…isimli yeni bir teknik çıktığını” söylüyor, bunun çok başarılı bir teknik olduğunu iddia ediyor. “İlk kez sende deneyeceğim” diyerek de Kati’yi ikna ediyor.
Ameliyat, Bakırköy Yaşam Hastanesi’nde gerçekleştiriliyor. Ancak, başarısız olan bu ameliyat sonucunda Kati’nin yüzünün sol tarafı ve özellikle gözü aşağı doğru sarkıyor, ağzının sol tarafı çarpılıyor ve sol gözünde bir açıklık meydana geliyor. Yani, yüzü tanınmaz bir hale dönüyor.
Kati, bu olayın ardından hem fiziksel ve hem de psikolojik bir travmaya maruz kaldı. Kusurunu kabul etmeyen doktor, yüzü düzeltmek amacıyla üst üste on ameliyat daha yapıyor. Fakat bu ameliyatlar da çözüm olmuyor.
Yanlış operasyon yaptığı kanıtlandı
Yaşananlara dayanamayan Kati A. 2015 yılında avukatı Eren Keskin aracılığı ile doktor G. hakkında Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusu yapıyor. Doktor hakkında, “Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma” iddiasıyla dava açılıyor.
Ayrıca, Kati A. İstanbul Tıp Fakültesi Adli Anabilim Dalı’na tedavi ve tespit amacıyla başvuruyor ve İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı, 9 Kasım 2015’te bir rapor hazırlıyor. Mahkeme dosyasına da giren rapor şunları vurguluyor:
“Estetik amaçlı girişimlerin önemli bir kısmının muayene koşullarında yapılmış olup uygun bir tıbbi ortamda gerçekleştirilmediği. Aydınlatma hükümlülüğünün, yerine getirildiğinin delillerinin bulunmadığı. Yüz ve vücutta meydana gelen şekil bozuklukları ile nedb dokusu oluşumlarının tıbbi uygulama hatası niteliğinde olduğu…
“Kişinin hem bedensel hem de ruhsal olarak ağır zarar gördüğü ve tıbbi uygulama hatası sonucu gelişen yüz ve bedendeki izler ile bu süreç ile uyumlu ruhsal travmasının yaşamsal tehlikeye yol açmadığı, sağlığını ve algılama yeteneğini basit tıbbi müdahalede giderilmeyecek düzeyde bozduğu ve yüzünde sabit iz oluşmasına neden olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.”
Sanık: Oldu bir talihsizlik
Sanık savunmalarında, genel olarak suçlamaları reddediyor ancak bir duruşmada verdiği ifade de “bir talihsizlik oldu” diyor. Ayrıca, G., duruşmalarda, Kati A.’ya imzalatması gereken aydınlatılmış onay belgelerini ibraz edemediği açığa çıkıyor.
“Bakanlık onay vermiyor”
İl Sağlık Müdürlüğü de mahkemeye bir yazı göndererek, doktor Ali G.’nin işlemlerinin Bakanlık’ın bilgisi dâhilinde olmadığını belirtiyor.
Müdürlüğün görüşü şöyle:
“Güzellik ve estetik amaçlı sağlık kuruluşları hakkında yönetmelik kapsamındaki işlemler yapılabilmekte olup güzellik merkezinden dönüşemeyen muayenelerde muayeneyi işleten doktor Plastik ve Kekonstrüktif Cerrahi dermatoloji uzmanı dahi olsa yönetmelik kapsamında işlemleri yapılmasına imkan bulunmamaktadır.
“Sağlık hizmeti sunumu ve hasta güvenliği dikkate alındığında her işlemin muayene şartlarında yapılmayacağı açıktır bu çerçevede gerek fiziki şartları gerek personel mevcudu gerekse acil müdahale imkanları kısıtlı olan muayene şartlarında ameliyat gibi riskli işlemlerin yapılmasına Bakanlığımızca izin verilmesine imkan bulunmamaktadır.”
Ancak tüm bu bilgi ve raporlara rağmen 2 Kasım 2020’de Bakırköy 25. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki son duruşmada, sanık doktor Ali G. hakkında beraat kararı veriliyor.
“Müvekkilim mağdur oldu”
Avukat Keskin, stinaf mahkemesine başvuru yapıyor ve beraat kararının bozulmasını istiyor. Keskin, şöyle diyor:
“Ali G.’nin başka kadınları da bu şekilde yaraladığını biliyoruz. Bu kadar çok yanlış ameliyat yapan neredeyse trans kadınları bir kobay olarak kullanan doktorun cezalandırılmasını istiyoruz.
“Mahkeme raporları görmedi ve G.’nin beraatına karar verdi. Ancak, bu raporlar devlet hastanesinin raporu. Devlet hastanesinin raporunu başka bir devlet kurumu görmezden geldi. Biz bu davayı sonuna kadar takip edeceğiz. Müvekkilimin mağduriyeti bir an önce giderilmeli. Adalet istiyoruz.”