Fotoğraf: Şehlem Kaçar, csgorselarsiv.org
Havin 21 yaşında Ağrılı. İşçi, Kürt bir ailenin altı çocuğundan biri. İstanbul Üniversitesi’nde iktisat okuyor. İnsan Hakları derneği LGBTİ çalışma yürütüyor.
Havin, Kürt, LGBTİ+ ve öğrenci. Yani, ekonomik olarak Türkiye’nin en “görünmez” kılınan kimliklerini taşıyor.
Mesela ev kiralamak istediğinde “hayır” yanıtı ile karşılaşıyor.
İş aradığında yine “hayır” cevabını duyuyor.
Yoksulluğa karşı en önemli direniş yönteminin dayanışma olduğunu belirtiyor Havin ve ekliyor: “Yoksulluk gerçekliğimiz değil yıkılmalı. LGBTİ+ların kabullenilmesi gereken durum bu.”
Havin anlatıyor:
Ailem ilk olarak Denizli’ye gitmişti. Orada ilk olarak Kürt ve yoksul olmanın ne demek olduğunu anladım. Ev ararken önce “nereli” olduğumuzu soruyorlardı.
En temel barınma ihtiyacımız dahi karşılanmıyordu. Okula gittiğimde küfür gibiydi Kürt olmak. Sürekli öyle imalar, hakaretler yapılıyordu. Sonra İstanbul’a üniversiteye geldim ve benzer sorunları burada da yaşamaya başladım.
İlk sorun yine barınmaydı. İstanbul’a geldiğimde KYK yurdunda kaldım, ezilen bireyler için Kürt Ermeni, trans, gayler için KYK yurtları çok daha zorlayıcı oluyor.
Bir süre kaldıktan sonra mecburen oradan çıktım ve LGBTİ+ arkadaşlarımızla birlikte kolektif yaşamaya başladık. Az bir miktar para verip hep birlikte kolektif şekilde yaşamaya çalıştık.
Daha sonrasında ailede desteği de olmadığından eylemlere katılmamdan kaynaklı KYK bursumdan kesilmesiyle beraber daha zor süreçler başladı. Yakın çevremden işnsanlar yardım etti.
Sonuç olarak bizim gibi insanlar için temel sorun barınma, yemek, eğitim sağlık gibi konular. Bu konularda bir destek görmüyoruz.
En temel ihtiyaçlarımızı barınma eğitim sağlık konular ön plana çıkarıyor.
Yoksul denilince de aklıma en teme ihtiyaçları karşılayamamak geliyor. İş arasan bulamıyorsun.
Politik kimliğimden ve cinsel yönelimimden dolayı çekincelerim vardı. Ama yine denemek istedim birkaç yere başvurdum birinde Kadıköy’de özgürlükçü bir yerde giyim mağazasına gitmiştim işçi aradıklarını yazmışlardı içeride çalışan açık görünümlü çalışan geyler vardı biraz bunun verdiği rahatlıkla orda çalışabilirim diye düşünmüştüm.
Bir arkadaşımla girmiştim kasanın olduğu yer iş başvurusu yaparken adımın “Havin” olduğunu söylediğimde benimle ilgilenen kişi arkada oturan kişi ile göz teması kurdu, onaylamayan mimik yaptığını fark ettim. Bana farklı hiçbir şey sormadı.
Sanırım ırkçılığından kaynaklı isimden kaynaklı trans olmamla alakalı olduğunu düşünmüyorum başlı başlına ırkçılık yani. Bundan sonra da çok fazla bir yere başvurmak istemedim.
Bilinir olmanın dezavantajı zarar veren bir şey olduğunu anladım herhangi bir yerde çalışırken mesela bir pubda içeçek götürüyorum “bu kişi beni tanıyor mu?” diye düşünüyorum, bu beni tetikliyor.
Bu durum şımarıklık olarak algılanıyor. LGBTİ+ lar da bir şey beğenmiyor gibi algılanıyor.Aslında öyle değil.
Çözüm önerileri
Belediyeler ve diğer birçok yerel yönetimlerde destek mekanizmaları genelde kadınlara göre organize ediliyor. Çünkü onların bir doğurganlık durumu var o halde sisteme dahil olabiliyorlar. Bizim öyle bir durumumuz olmadığı için biz bu çarklarda da yer alamıyoruz.
Bu nedenle bence en önemli çözüm halkın bilinçlenmesi ve dayanışma alanlarının artması. Yoksulluk gerçekliğimiz değil yıkılmalı. LGBTİ+ların kabullenilmesi gereken durum bu.