“Pandemi sürecinde de bir kez daha gördük toplumsal bir kriz sürecinde kadınlar hep en etkilenen kesim arasında yer alıyor pandemi boyunca artan şiddet, cezasızlık, infaz yasası ile “evlere” gönderilen erkekler, ev emeği ve bakim meselesinin kadınları kadınları etkilemesi bir sürü olumsuz tablo içinde yaşam mücadelesi veren kadınlar…
“Türkiye de bu kadar kadın öldürülüp, öldüren erkeklerin serbest bırakılmasıcezasız kalması elbette tesadüf değil iktidarın pandemi de bile çocuk istismarının affı yasasını geçirmeye çalışmaları, 6284 ‘ün uygulanmaması, iktidar cephesinde her şey güllük gülistanlık havasının yaratılması gerçekten iktidarın kadınlara düşmanlığının somut resmi….”
Mor Dayanışma Derneği aktivistlerinden Gamze Özkök, derneğin başlattığı “Harekete Geçiyoruz” kampanyasının nedenlerini böyle sıralıyor.
“Yaşamak için harekete geçmeye çağırıyoruz”
Kampanya kapsamında İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 No’lu yasayı savunmayı devam edeceklerini belirten Özkök, şöyle diyor:
“Geldiğimiz süreçte en son Numan Kurtulmuş’un İstanbul Sözleşmesi’nin feshine dair yapmış olduğu açıklamayı Erdoğan da destekleyen yerden bir açıklama yaptı.
“Kadın hareketinin önündeki zorlu bir süreç var. Kadına yönelik yoğun bir saldırı söz konusu ve tam da buradan doğru Mor Dayanışma olarak bu kampanyayı başlattık. Startı İstanbul’da verdik ve bulunduğumuz her ilde ilçede mahallede ‘Harekete Geçme’ zamanı bu zorlu saldırıları biriktirdiğimiz deneyimlerimizi örgütlü bir güce dönüştürerek aşacağımızı düşünüyoruz. Şimdi tüm kadınları yaşamını savunmak için Harekete Geçmeye çağırıyoruz.”
“İstanbul Sözleşmesi yaşatır”
Mor Dayanışma Derneği, dün (5 Temmuz 2020, Pazar) İstanbul Kadıköy’deki Yoğurtçu Parkı’nda “Hareket geçiyoruz” kampanyasını duyurdu. Bisiklet ve mor balonları ile dikkat çeken kadınlar şöyle seslendi:
“Pandemi süresince artan kadın cinayetleri, istismar ve şiddet vakalarındaki artış erkek egemen sistemin ve iktidar politikalarının sonucudur’ diyen bu süreçte şiddet vakalarına dönüş yapmayan 183 hattı, kadınları doğru yönlendirmeyen ve hatta geri gönderen kolluk kuvvetleri, yetersiz sayıdaki ŞÖNİM ve kadın sığınma evleri, 6284 sayılı kanunun eksiksiz uygulanmaması kadınların yaşamlarına kast ediyor ve her gün kadınların, çocukların öldürülmesine açık kapı bırakıyor.
“İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılar açıkça kadınların ve çocukların yaşamlarına kast ediyor. En son AKP Genel Başkanvekili’nin sözleşmeye yönelik tehditleri nefret söylemi içeriyor ve erkek şiddeti ile mücadelede samimi olmadıklarını gösteriyor.
“İstanbul Sözleşmesi kadın mücadelesinin kazanımıdır. Saldırılar ve tehditler kabul edilemez. Sözleşmedeki haklarımızdan ve 6284’ü savunmaktan vazgeçmiyoruz.
LGBTİ+’lara saldırılar..
“Bekçi yasasıyla mahallerimize ve özel hayatımıza yönelik keyfi uygulamaların önü açılmış oldu. “Ahlak Bekçiliği” misyonu kazandırılan yasa ile bekçiler, bekâr kadınları gözetleyebilecek, takip edebilecek. İstismar Af Yasa Tasarısı ile çocuk istismarı ve tecavüz evlilik yoluyla normalleştirilmek isteniyor. İnsan hakları savunucularına, kadın hakları aktivistlerine, LGBTİ+ lere yönelik tehditler ve saldırılar artarken Ceza İnfaz Yasası ile failler salıverildi.
“Mahalleye bekçi değil, 6284’ün eksiksiz uygulanmasını istiyoruz! Kapsamlı çocuk koruma ve izleme merkezlerinin kurulması, şeffaf, hesap verilebilir denetleme mekanizmalarının oluşturulması zorunludur. Sığınma evleri ve yatılı gündüzlü kurumlar, kadın dernekleri ve örgütlerinin denetimine açık olmalıdır. LGBTİ’lere yönelik nefret söylemleri cezalandırılmalıdır.
‘Acil eylem paketi uygulansın’
Bu amaçla başlattığımız “Harekete Geç” kampanyamız kapsamında mahallelerde kadın meclislerimizi kurmaya, erkek şiddetine, kadın cinayetlerine, çocuk istismarına karşı yerel yönetimlere sorumluluklarını hatırlatmaya ve karar mekanizması olacak kadın politikalarını uygulamaya ve uygulatmaya, Bekçi Yasası ile mahallerimize ve özel hayatımıza yönelik keyfi uygulamalara ses çıkarmaya tüm kadınları çağırıyoruz….”