1995’te Birleşmiş Milletler Dördüncü Dünya Kadınlar Kongresi’nde Pekin Deklarasyonu’nun kabul edilmesiyle, kadınların ilerlemesi için medyanın daha fazla katkı yapma olanağı yaratılmış oldu ve hemen ertesinde de eşitliğin nasıl sağlanacağına ilişkin özel tavsiyeler sıralandı. Sonuç olarak bir çok basın-yayın ve gazetecilik sendikası toplumsal cinsiyet eşitliğini gündem ve çalışma programlarına ekledi.
Bu rehber Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun (IFJ) parçası olan Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) ile bağlantılı sendikalar aracılığıyla, sözkonusu meslek örgütlerinin toplumsal cinsiyetten sorumlu yetkilileri ile ortaklaşa yapılan çalışmalara dayanıyor. Anketimiz henüz yapılması gereken çok iş olduğunu gösteriyor. Örneğin, genç kadınlar televizyonda hayli görünür olmakla birlikte, ekonomi ve politika gibi “ciddi” gazetecilik alanlarında hâlâ azınlıktalar.
Gazetecilik meslek örgütleri ve sendikalar, ekonomik ve sosyal haklarla ilgili görüşmelerde toplu pazarlık ve benzeri araçları kullanarak, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak adımlar atılmasını teşvik ediyorlar. Ayrıca kadınlarla erkeklerin haberlerdeki tasvir ve temsilinde kalıp yargılardan arınıdırılmış ve daha duyarlı bir dil kullanımını cesaretlendiren ilkeler ve rehberler geliştiriyorlar.
Kollektif bir bütün olarak medya, toplumda insan haklarının ve kadınların eşitliğinin sağlanması mücadalesinde anahtar konumda ve kamuoyunu tartışmalar konusunda bilgilendirmek, eğitmek ve dünyayı adil, tarafsız ve etik bir üslupla temsil etmek konusunda büyük sorumluluğu vardır.
Sendikalar, mesleki hakları savunan örgütler olarak, sadece istihdam, eşit işe eşit ücret, sağlık ve emeklilik meseleleri ile değil, iş ve aile yaşamı arasında denge kurulması, işyerinde taciz ve istismar, kadınların karar alma mekanizmalarına katılımı gibi iş yaşamında kadın erkek dengesini sağlayacak konularla da ilgilenmek durumunda. Her bir ülkeye özgü ihtiyaçlar ve ulusal yasalar farklı olduğundan, sendikalar da toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için ulusal, bölgesel ve kurumlar düzeyinde farklı araç ve yöntemlerden yararlanıyorlar. Bu kılavuzda örneklerine yer verdiğimiz üzere, bazen küçük bir jest büyük etki yaratabiliyor. Örneğin İsveç ve İngiltere’de gazetecilik sendikalarının organize ettikleri etkinlikler boyunca çocuk bakımı masraflarını paylaşması ya da kreş hizmeti sağlaması, hem etkinliklere hem de sendika üyeliğine katılan kadınların sayısını artırmış. Dolayısıyla bu kılavuzdaki iyi uygulama örneklerinin, meslek örgütlerine toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarını belirlerken ilham vermesini umuyoruz.