(İng.: traditions, traditional or customary parctices; İsp.: tradiciones )
Edinilmiş, yerleşik, ya da alışılmış bir düşünce, eylem ve davranış kalıbı. Çok eşlilik gibi kimi gelenek ve adetler bir toplumda kadın ve erkeklerce benimsenirken başka bir toplumda reddedilebilir. Kimi gelenek ve adetler, örneğin sağaltıcılık gibi işlevlerle kadınlara statü ve güç kazandırırken, başlık için öldürme ya da kadın sünneti gibi kimi başka örf ve adetler kadın ve kızların eşitsiz ve aşağı konumunu pekiştirir ve/veya kadın haklarını ihlal eder. (bkz. kadın sünneti,miras)
Bağlam Örneği. “Her yaş grubundaki kadınlara uygulanan şiddet, esas olarak kültürel kalıplardan, özellikle, belli örf ve adetlerden ve kadınlara aile, işyeri, topluluk ve toplumda yakıştırılan aşağı statüyü yeniden üreten ırk, cins, dil ve dinle bağlantılı her tür aşırı davranışlardan kaynaklanır. (Dördüncü Dünya Kadın Konferansı Eylem Platformu, paragraf 118)
“Uzun süren bir arkadaşlığın ardından Mosokotwne ve Sichone evlilik bağını kurmaya karar verirler ama örfi hukuka göre. Çünkü bu Güney Afrika ülkesinde çokeşlilik medeni hukuka göre ağır suç olmakla birlikte, örfi hukuka göre suç sayılmıyor.” (IPS, 1 Haziran 1995)
“Ancak, özellikle erkekler arasında çokeşliliğin, aslında makbul bir uygulama olmasına karşın, Batılılar’ın Afrikalılar’a dayattıkları değerler dolayısıyla hor görülen bir davranış olduğunu savunanlar da var.” (IPS, Haziran 1995)
“İran ve Mısır gibi muhafazakar İslam ülkeleri, ‘gelenek’ ve ‘kültür’le oynanmaması ve kadınların aileleri ve dini önderlerinin sözünden çıkmaması gerektiğini öne sürerek kadınların miras hakkını kısıtlamaya çaba gösterdiler.” (IPS, 10 Eylül 1995)