(İng.: feminine, femininity; İsp.: femenino, femeneidad)
Sözcüğün geçmişi 14. Yüzyıl İngiliz şairi Geoffrey Chaucer’in “feminine”i dişi insan ve hayvanları belirtmek için bir sıfat olarak kullandığı eserlerine kadar gider.
“Feminine” sözcüğü, kadınlarla bağlantılı özellik ve roller, kadına benzer yada kadın gibi olma bağlamında İngilizce’de bugün edinmiş olduğu yaygın anlamı 15. Yüzyılda kazandı. 16. yüzyıl sonlarında bağlamı gevşemiş ve kadınsılaştırmak anlamında fiil olarak kullanılmaya başlamıştı. “Femininity” 1386’da İngilizce’ye giren anlamıyla dişi cinse atfedilen nitelik, belirgin nitelik yada nitelikler toplamıdır. Başlangıçta kadın doğasını betimlemek için de kullanılıyordu. Geleneksel olarak kadınsılık diye betimlenen nitelikler eylemsizlik, uysallık ve zayıflıktan, anaçlık, besleyicilik, sezgisellik ve barışçıllığa kadar gider. Erkek egemen toplumların çoğunda erkekler genellikle kadınsı nitelikler yakıştırılarak aşağılanır.