Kadınların hayat pratiklerinde mütemadiyen yüzleşmek zorunda kaldığı ayrımcılık, günümüz dünyasında süregiden eşitsizliklerin en yaygın olanlarından biridir. Toplum hayatındaki bu eşitsizliği dönüştürmeyi ve ayrımcılığı sona erdirmeyi amaçlayan mücadelelerin uzun bir tarihi vardır. “Kadının insan hakları mücadelesi” olarak 18. yüzyıl sonlarında yükselen mücadeleler 19. yüzyıl boyunca sürmüştür. 1960’lı yıllarla birlikte bu mücadele, “kadının özgürlükleri mücadelesine” dönüşür. 1990’lı yıllarda ise başta ırk olmak üzere, kadınların farklı kimlik konumlarına bağlı olarak maruz kaldıkları baskıya vurgu yapan, kimlik temelindeki bir mücadele öne çıkar. Bu mücadeleler çerçevesinde, medyadaki kadın temsillerinin, kadını baskı altında tutan hayat pratikleriyle ilişkisini anlama çabasına önem atfedilmiştir. “Kadının medyada temsili” tartışmasını başlatan feminist medya çalışmaları,
medyadaki kadın temsillerinin dönüşümü için müdahalelerde bulunmuştur.
- LINK Makaleye Git
- PAYLAŞ Facebook Twitter LinkedIn Yazdır