Diyanet’in “Miras” hutbesine tepki artıyor: Kadınların eşitlik hakkına açık saldırı

15 Ağustos 2025 Türkçe
Facebook Twitter Google

Kadın hakları savunucuları ve muhalefet temsilcileri, hutbede kullanılan ifadelerin laik hukuk düzenine, eşitlik ilkesine ve kadınların kazanılmış haklarına saldırı olduğunu belirterek, Diyanet’e yasal sınırlarına dönme çağrısı yaptı.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 15 Ağustos 2025 tarihli Cuma hutbesinde “kul hakkı” kavramı işlenirken, miras paylaşımına ilişkin sözler kadın örgütlerinin tepkisine neden oldu. Hutbede, “Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır. Dolayısıyla kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır” dedi.

“Medeni Kanun’un eşitlik ilkesi hedef alındı”

Gerçek Eşitlik Nerede Derneği (GENDER), hutbeyi “Medeni Kanun’un kadınlara tanıdığı eşit miras hakkını hedef almak” olarak değerlendirdi.

Dernek açıklamasında, “Hayatın ve insan onurunun öneminden bahsedip ‘kul hakkı’ kavramını öne çıkarıp ardından kız çocuklarının ve kadınların miras hakkına dil uzatmak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ve uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırıdır” denildi.

Açıklamada ayrıca, hutbenin Türk Ceza Kanunu’nun nefret ve ayrımcılık suçları kapsamında değerlendirilebileceği, Anayasa’nın eşitlik ilkesine ve Medeni Kanun’a açıkça aykırı olduğu savunuldu. GENDER, Diyanet’in devlet kaynaklarını yalnızca “belirli bir kesimin görüş ve arzularına hizmet etmek” için kullandığını belirterek şu talepleri sıraladı:

  1. Diyanet İşleri Başkanlığı derhal denetlenmeli.
  2. Hutbeler yasalara ve anayasaya uygunluk denetiminden geçirilmeli.
  3. Kadınların ve kız çocuklarının eşit hakları güvence altına alınmalı, kamu otoritelerince hedef gösterilmesine son verilmeli.

“Kadınların ekonomik özgürlüğüne darbe”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu da X’teki paylaşımında hutbedeki “kız çocuklarının Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması” ifadesini, “kadınların eşit yurttaşlık hakkına açık saldırı” olarak nitelendirdi. Platform açıklamasında, “Miras hakkındaki eşitlik yalnızca hukukun konusu değil; kadınların ekonomik özgürlüğü, hayatın her alanında eşit temsili ve güçlenmesi için vazgeçilmezdir. Bu haklar ne fetvalarla ne de toplumsal baskıyla gasp edilebilir” denildi.

Karaca: “Diyanet kadınların haklarını gasp etmeye çalışıyor”

CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, hutbenin laikliğe, Anayasa’ya ve Medeni Kanun’a aykırı olduğunu belirterek şu şöyle dedi:

“Erdoğan’ın ve Erbaş’ın Diyanet’i, kadınların miras hakkına, Anayasa’nın eşitlik ilkesine ve cumhuriyetin yurttaşlık kavramına doğrudan saldıran bir siyasal aygıta dönüşmüştür. Kadını birey olarak değil, erkeğin gölgesine mahkûm eden bu dil, sistematik bir ideolojik operasyon yürütmektedir. Diyanet haddini aşmamalı; kadınlar haklarını, hukukunu ve cumhuriyetini gasp ettirmeyecektir.”

TKDF: “Diyanet, kadınlar üzerinden toplumu terbiye etmeye çalışıyor”

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) yazılı açıklamasında, hutbenin “ilahi adalet” söylemiyle kadınların Medeni Kanun’la kazanılmış haklarını tartışmaya açtığını ve bunun toplumsal tepkileri ölçme girişimi olduğunu savundu. Açıklamada, “Ülkemizde her gün kadınlar öldürülürken, çocuklar istismara uğrarken Diyanet bu konularda sessiz, ancak kadınların haklarını hedef alırken aktif. Bu çelişki hukukun üstünlüğüne aykırıdır” denildi. TKDF, adaletin her alanda, herkes için eşit ve tarafsız şekilde savunulması gerektiğini vurguladı.

İlgezdi: “Anayasal sınırlarını aşıyor”

CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi “Diyanet, kadınlara mirasta erkeğin yarısına razı olmalarını öğütleyerek Cumhuriyet’in eşit yurttaşlık ilkesini hedef alıyor. Hukuk üzerinde dini baskı kuran bu anlayış anayasal sınırlarını aşıyor. Kadınlar haklarını ve Cumhuriyet’i din adına bile olsa gasp ettirmeyecek” diye konuştu.

Kadın hakları savunucuları ve muhalefet temsilcileri, hutbede kullanılan ifadelerin laik hukuk düzenine, eşitlik ilkesine ve kadınların kazanılmış haklarına saldırı olduğunu belirterek, Diyanet’e yasal sınırlarına dönme çağrısı yaptı.