Eşitlik İçin Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi hakkındaki yaygın ama yanlış bilgileri açıkladı ve doğru bilgileri kamuoyu ile paylaştı.
TIKLAYIN – TIKLAYIN – İstanbul Sözleşmesi’nin tam metni
“Sözleşme’yi eksiksiz uygulayın”
Platformdan yapılan açıklamada şöyle denildi:
“İstanbul Sözleşmesi ile ilgili kararın 5 Ağustos’ta düzenlenecek AKP MYK toplantısında verileceğine dair duyumlar alıyoruz. Hepinizi 5 Ağustos’a kadar, Sözleşmeye, kazanılmış haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkmaya ve bu konudaki tek karar mercinin kadınlar olduğunu söylemeye çağırıyoruz! Verilecek tek karar, İstanbul Sözleşmesini eksiksiz uygulamak olmalıdır! Haydi hep birlikte her yere ‘İstanbul Sözleşmesini Uygula’ yazalım, her eşiği birlikte aşalım!”
İstanbul Sözleşmesi hakkında doğru bilgiler
*Kadının beyanıyla verilen hapis kararı yoktur! Yalnızca şiddete uğrayanın mağdur edilmemesi için, geçici maddi yardım, kalacak yer, şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılması gibi kararlar için kadının beyanı esas alınmaktadır.
* Adalet Bakanlığı verilerine göre 2019 yılında kadınların 41.383 koruma başvurusu reddedildi! Koruma talebi zamanında verilmediği için onlarca kadın şiddete uğradı ya da öldürüldü! Zaten iftira niteliği taşıyan beyanlarla alınan koruma kararına itiraz yolu da açıktır.
* Sözleşmede evlenme ya da boşanmayı teşvik edici hiçbir madde yoktur! Boşanmaların başlıca nedeni uluslararası sözleşmeler değil, aile içindeki erkek şiddetidir! #İstanbulSözlesmesiYasatır #ŞiddetiDurdur #İstanbulSözleşmesiniUygula
* Sözleşme’de dine dair doğrudan hiçbir madde yoktur! Tam tersine 4. Maddesi’nde hiç kimseye dini inancından ötürü ayrımcılık yapılamayacağı gibi gelenek, görenek, kültürün bir ayrımcılık sebebi olamayacağını söyler! #İstanbulSözlesmesiYasatır #İstanbulSözleşmesiniUygula
İstanbul Sözleşmesi ne diyor?
“Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı”, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda 2011’de kabul edilerek yasalaştı.
İstanbul’da imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi olarak da anılan Sözleşme’yi ilk imzalayan ülke Türkiye oldu.
Sözleşme, ”kadına yönelik şiddet”, ”aile içi şiddet”, ”kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet”, ”kadın” kavramlarını tanımlıyor.
Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:
İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.
Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.
Kadınları konumlandırırken “aile” olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.
Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.
Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait.