Regl yoksulluğu nedir, nasıl mücadele edilir?

Evrim Kepenek
Facebook Twitter Google

“Adet görmek günah mı?”

“Kızlar üstüne yapıyor sanıyordum.”

“İlk kan geldiğinde kimle konuşabilirim?”

“Regl”, “Menstrual”, “Menopoz” gibi kavramlar Türkiye’de neredeyse “gizli”, “alçak sesle” konuşulan tabu konuların başında geliyor.

Bu nedenle de regl olsun olmasın bireyler açısından doğru bilgiye ulaşmak oldukça zorlaşıyor. Üstelik doğru bilgiye ulaşsa bile özellikle yoksul kesimlerde yaşayan kişiler “ped”, “tampon” gibi ürünlere ulaşamıyor. Yani “regl yoksulluğu” sorunu yaşanıyor.

Türkiye’de en çok mevsimlik tarım işçileri, mülteciler ve büyük kentlerin yoksul kesimlerinde yaşayan kadınlar ve kız çocukları, regl yoksulluğu ile mücadele etmek zorunda.

Mesela Adana’daki mevsimlik tarım işçisi kadınlar regl dönemlerinde pede erişemedikleri için gazete parçalarını birleştirip ped olarak kullanmak zorunda kalıyor.

Konuşmamız Gerek Girişimi’nden İlayda Eskitaşçıoğlu ve Bahar Aldanmaz yaygın olan ancak başkaca sorunlardan dolayı pek de görünür olmayan “regl yoksulluğu” ile mücadele ediyor.

Bahar, ABD’de Boston’da sosyoloji doktorası, İlayda ise Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Uluslararası İnsan Hakları Hukuku alanında doktora yapıyor. İki kadın, “Konuşmamız Gerek” diyerek başlattıkları bu hareket ile Sabancı Vakfı’nın Fark Yaratanlar programına da seçildi.

Türkiye’de şimdiye kadar 8 bin kişiye ulaşan ikili, kimi zaman köy camisinde kimi zaman kahvehanesinde regl hakkında bilgilendirme eğitimleri düzenliyor.

Sadece eğitimler düzenlemiyor Konuşmamız Gerek Hareketi; geçen hafta, öğretmenler, regl olan bireyler, regl olmayan kişiler için de regl kılavuzu da açıkladı.

TIKLAYIN – Regl Kılavuzu’nun detayları

Desteğe ihtiyaç var

Şimdiye kadar on sahada büyük çaplı eğitimler düzenleyen İlayda ve Bahar kimi yerlerde yerel yönetimlerden de destek alıyor. Elbette projenin duyulması ve yayılması için çok daha fazla desteğe ihtiyaçları var.

“Kadınların cinsel sağlığı” üzerine tez yazan Bahar bundan 4 yıl önce İlayda’nın sosyal medya paylaşımında “Konuşmamız Gerek” çağrısını görünce, iki kadın bir araya geliyor. O dönem Adana’da yaşayan Bahar’ı ziyaret eden İlayda, bölgedeki mevsimlik tarım işçileri ile “regl” hakkında konuşuyor ve eksikleri fark ediyor. O günden sonra da hem toplumsal alanda bu konuyu daha fazla gündem yapmaya hem de regl yoksulluğu ile mücadeleye başlıyorlar.

“Mevsimlik tarım işçileri ve mülteciler pede erişemiyor”

Mücadelenin detaylarını İlayda ve Bahar anlatıyor:

Bizim asıl mücadele alanımız regl yoksulluğu. Türkiye’de ped tampon gibi ürünler yüzde 18 oranında vergiyle satılıyor. Belki ilk duyduğunuzda ‘pede ulaşamayan mı var?’ diyorsunuz ama Türkiye’nin birçok bölgesinde pedlere erişemeyen yüzlerce kişi var. Mülteciler, mevsimlik tarım işçileri ve ya büyük kentlerdeki yoksullar..

Pedlere dair kendimizce fiyat araştırmaları yaptık ayrıca teorik araştırmalar da yaptık. Mevsimlik tarım işçileri ile yüz yüze konuştuk. Bazı kadınların gazeteleri birleştirip kullandıklarını öğrendik. Bu ürünleri değiştirmek için de alanları yok. Çadırların uzağında bir yere poşetlere sarıp atıyorlar ancak kan kokusunu duyan hayvanlar bu poşetleri dağıtabiliyorlar. Sabah uyandıklarında bu poşetlerin etrafa yayılıp saçıldığını görüyorlar. Bu da ayrıca bir sorun.

Ayrıca çocuklar açısından ciddi sorunlar var. Çocuklara yeterince bilgi verilmiyor. Bu da tamamen kendi bedenine yabancılaşmayı beraberinde getiriyor.

Üç temel hedef grubumuz var: Mülteciler, mevsimlik tarım işlileri ve kırsaldaki okullar. Buralara gidip doktorların hazırladığı eğitimleri aktarıyoruz. Regl, menopoz, meme kanseri yanımızda hangi alanda uzman varsa ona göre bilgilendirme yapabiliyoruz. Şu ana kadar on büyük saha projesi gerçekleştirdik, 8 bin kişiye ulaştık. Saha çalışmaları dışında özellikle ped fiyatları konsunda online kampanyalar da düzenliyoruz.

Regl kılavuzu

Saha çalışmalarımızda şunu fark ettik: Kendileri utanmıyorlar ancak regl yaşadıkları için başkalarının ne düşüneceği endişesi taşıyorlar. Bu başkaları da babalar, erkek öğretmenler ve abiler.

Mesela regl olmayan bireylere de durumu anlatıyoruz ki onlar da nasıl anlatmaları ve yaklaşmaları gerektiğini öğrensin. Hatta bu konuda sağlıklı iletişime geçebilmeleri için bir de kılavuz hazırladık.

Kılavuzda neler var?

Birazcık okunabilir hale gelmesi için infografiker hazırladık. Hem çocukların hem de kişilerin dikkatini daha çok çekmesi için de yaptık bunu. Kılavuzda babalara seslendik, işverenlere seslendik, öğretmenlere seslendik, partnerlere seslendik. Ayrıca abilere yönelik de ayrı bir sayfamız var. Son olarak da genel tanımlamaları anlattık. Çok yalın bir dille öneri de bulunarak bilgileri paylaştığımız bir kılavuz.

Sahadan izlenimler

Çocuklardan aldığımız sorular çok ilginçti. Cinsellik konusunda çok ciddi bir kafa karışıklığı var. Vajina ve penis gibi kelimeleri bilmeme ya da bunu küfür sanma gibi. “Adet görmek günah mı?” gibi soruları çokça aldık.

Bazen eğitimlere anneler de geliyor. İlk başta utangaçlık oluyor ama sonrasında şelale gibi akıyor sorular. Bir kere utangaçlık ve sessizlik kırıldı mı toplumun aslında bu konuyu konuşmaya ihtiyacı olduğunu anlaşılıyor.

“Teşekkür eden çok, az sayıda önyargı var”

Zaman zaman sosyal medyada “çocukların kafasını karıştırdığımız” veya “cinselliği konuştuğumuz” iddialarıyla eleştiri alıyoruz ancak biz yaptığımız işin öneminin farkındayız. Özellikle bazı eğitimlerden sonra anneler, babalar bize teşekkür ediyor. Bir eğitim sonrasında bir oğlan çocuğu “Ben kızlar altına yapıyor sanıyordum, teşekkürler” dedi. Teşekkür eden de çok ama az sayıda eleştiri ve önyargı var.

Doktora yapan iki genç kadın olarak kırsal bölgelere gitmemiz bile bir eğitim gibi oluyor aslında. Kız çocuklarının yurtdışına gidip eğitim alabilmeleri imkanının var olduğunu gösteriyoruz, örnek gençler gibi algılıyorlar bizi.

“İlk regl olan çocuğa tokat atılıyor”

Adana, Hakkari, Sivas, İstanbul’un Sarıyer ve Zeytinburnu ilçelerinde yaptık eğitimleri. Sarıyer’de yoksul mahallelerde Zeytinburnu’nda ise mültecilerle bir araya geldik.

Büyükşehirlerde de bu tarz eğitimlere ihtiyaç var, sadece kırsal gibi düşünülmemeli. Zararlı geleneksel uygulamalar da var. Mesela İç Anadolu’da ilk regl olan çocuğa tokat atma uygulaması var. Bunlarla da mücadele ediyoruz.

Yurtdışında da projeyi tanıtıyoruz. Nijerya ve Pakistan’dan ulaşanlar oldu, eğitim modelimizi almak istediler. Bu sorun evrensel bir problem. Mesela Nepal’de regl olan kadınlar izole ediliyor. Bu konularda ortaklaşmak gerekiyor.

İlayda Eskitaşçıoğlu hakkında

Avukat.

Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Uluslararası İnsan Hakları Hukuku alanında doktora yapıyor. UNESCO Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Kürsüsü’nde bursiyer.

Çok uluslu şirketlerin insan hakları sorumlulukları, toplumsal cinsiyet eşitliği ve genel olarak insan hakları hukuku alanında araştırmalar yapıyor.

Aynı zamanda UN Women Pekin+25 Küresel Gençlik Görev Gücü’nün Türkiye’den tek üyesi. 2016 yılında Konuşmamız Gerek’i kuruyor. Hemen sonrasında tanıştığı Bahar Aldanmaz ile birlikte ortak çalışmaya başlıyorlar.

 

Bahar Aldanmaz hakkında

Sosyolog.

Konuşmamız Gerek Hareketi’nin diğer ortağı olan Bahar Aldanmaz ise bir sosyolog. Boston Üniversitesi sosyoloji departmanında Fulbright bursiyeri olarak doktora yapıyor. Öncesinde Chicago Üniversitesi’nde yüksek lisansını ve Koç Üniversitesi’nde sosyoloji ve psikoloji bölümlerini tamamladı. Üniversitede Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın araştırmasında lisans asistanlığını yaptığından beri toplumsal cinsiyet eşitliği ve üreme hakları konusu fazlasıyla ilgisini çekiyor.

Şimdi ise bu konular üzerine hem eğitimini tamamlıyor hem de araştırma yapıyor.