Fotoğraf: csgorselarsiv.org/Meltem Ulusoy
Makalenin İngilizcesi için tıklayın
İyi akşamlar, kusura bakmayın rahatsız ettim bu saatte. Kızınız, Yağmur Önüt davası için aramıştım… Dava sürecini özetler misiniz?
Her duruşmada, Yağmur’un resimleri, çiçeklerle kendime kurduğum masal dünya yerle bir oluyor.
Bu kâbus bitsin istiyorum. Her mahkemede Yağmur’u yeniden yeniden öldürüyorlar.
Peki, 23 Kasım’daki davadan beklentiniz nedir?
Ben sadece adalet istiyorum. Beş yıldır. Adliyeye gidiyoruz, her mahkeme çıkışında karşı taraf, kızımı öldüren erkek ve ailesi, alkışlar yapıyorlar, sanki bir kutlama yapıyorlar. Gülüyorlar, eğleniyorlar. Sanki bir yarışmaya gidiyoruz da onlar hep kazanıp çıkıyor.
O kadar acı şeyler yaşıyoruz ki beş yıldır. Kalbim sıkışıyor. Kalbim ağrıyor dayanamıyor.
Yaşasaydı 25 yaşında olacaktı
Sizinle paylaştığım bu konuşmayı, az önce Sevgi Gülseren’le gerçekleştirdik. Sevgi’nin kızı Yağmur Önüt, erkek şiddetiyle öldürülen kadınlardan. İstanbul’da üniversite öğrencisiydi Yağmur. Egemen V. ile ilişkisine son olarak 7 ay ara vermişti.
Ama hiç kimsenin bilmediği bir nedenle Egemen’le yedi ayın sonunda barıştı. 19 Nisan 2016’da Egemen’in pompalı tüfeğinden çıkan kurşunla da yaşamını kaybetti. Öldürülmeseydi, 25 yaşında olacaktı.
Sonrasında savcılıkça, V. hakkında hazırlanan iddianamede, “Halasının evinde Yağmur Önüt ile şakalaştıkları sırada tüfeğin ateş alması sonucu Önüt’ün hayatını kaybettiği…” denildi.
Yani şüpheli erkek, birçok kadına yönelik şiddeti davasında gördüğümüz şeyi iddia ediyordu: “Şakalaşıyorduk, bilerek olmadı, seviyordum…”
Oysa avukat Esin Yeşilırmak’ın verdiği bilgilere göre, Egemen’in bu cinayeti bilerek ve tasarlayarak planladığı yönünde güçlü şüpheler ve kanıtlar mevcuttu, mevcut.
Üstelik yerel mahkeme de benzer düşünüyor.
Hemen anlatayım.
İstanbul Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi “bilinçli taksirle öldürme suçundan Egemen’e 5 yıl 10 ay hapis cezası verdi. Sadece 10 ay cezaevinde kalan fail erkek, daha sonra tahliye edildi. Önüt ailesi ve avukatları kararı bir üst mahkemeye taşıdı.
Yerel mahkemenin kararını inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesi, V.’nin olası kastla öldürme suçundan yargılanmasını istedi.
Ailenin sesini duyan var mı?
Az önce seslerini size aktarmaya çalıştığım Yağmur’un annesi Sevgi, davanın 23 Kasım Salı günü İstanbul’da görülecek ikinci duruşması için yollara düştü bile.
Çok net olarak, Yağmur’un ailesi bu kez adalet duygusu onarılmış olarak o duruşma salonundan ayrılmak istiyor. Tam da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü öncesinde beş yıldır acı çeken, adalet arayan Önüt ailesinin sesinin artık duyulması gerek.
Ayrıca, “Her duruşmada Yağmur yeniden yeniden öldürüldü” diyen annenin tepkisi isyanı son derece yerinde değil mi?
Raporlar, kanıtlar, yerel mahkeme kararı, olay yeri inceleme tutanağı her şey Egemen’in Yağmur’u öldürdüğünü söylerken, Egemen bugün elini kolunu sallaya sallaya hayatına devam ediyor.
Bir kadın katili korunuyor.
Söz yine Yağmur’un annesinde:
“Beni her seferinde her mahkemeye gittiğimde tekrar kanatıyorlar. Ben tam iyileşiyorum mahkemeye gidiyorum yine perişan oluyorum.
“Mahkemelerde hep ‘saka yaptı şaka yaptı’ diyorlar ya ‘Gerçekten şaka mı bir yerden çıkacak mı?’ diyorum. Artık bitsin istiyorum. Bu sefer de ölmüş olacağı gerçeği ile yüzleşeceğim.
“Artık dayanamıyorum. Bir şeylerle uğraşmaya çalışıyorum ama olmuyor bitmiyor. Tek çocuğumdu başka da bir şeyim yoktu. Arkadaşım sırdaşım dostum. O benim çocukluğum gençliğim bütün hayatımdı hepsini benden aldılar.
“Ben Egemen’e bağırmadım çağırmadım sadece adalet bulsun istedim. Benim kızımın bütün organları parçalanmış kemikleri dağılmıştı. Adli Tıp ‘kasten öldürme’ dedi. Yargıtay ‘kasten öldürme’ dedi. Neden korunuyor? Bilmiyorum. Filmlerdeki gibi.
“Bunlar bitsin istiyorum. Bunları düşünmeden yaşamaya çalışıyorum. Beni de düşünmüyorlar. Kızımı korumayan devlet onun failine ceza vermediği gibi beni de bu mahkeme salonlarında perişan etti…
“Fail erkek hiç tutuklanmadı. Ben artık adalete inanmıyoruım ilahi adalete inanıyorum. Onun cezalandırıldığını görmek istiyorum. Bu zamana kadar mahkeme bizi hiç duymadı…”
Mahkemeler, lütfen artık, duyun bu sesi! Görün erkek yargıya karşı kadın savunmasını!