(İng.: affirmative action; İsp.: accion positiva)
Cinsiyet, ırk, yaş, din ya da etnik kökenle belirlenmiş ve işe alma, terfi, sözleşmelerden doğan haklar, ya da iş bulma olanakları bakımından kısıtlanmış gruplara karşı ayrımcılığın sonuçlarını gidermek amacıyla tasarlanmış her tür plan ya da program.
Olumlu eylem, başlangıçta işe almada karşılaşılan ayrımcılık uygulamalarının giderilmesiyle ilintiliydi. Sonraları, özellikle işe alma ve üniversiteye giriş koşulları bağlamında ayrımcı uygulamaların telafisi için getirilen tercih sistemleriyle ayrımcılık mağduru gruplara mensup bireylerin gözetilmesi sağlandı.
Tersine ayrımcılık (reverse discrimination) terimi de cinsiyet, ırk, yaş, din ya da etnik kökenle belirlenmiş ve işe alma, terfi, sözleşmelerden doğan haklar, ya da iş bulma olanakları bakımından kısıtlanmış gruplara karşı ayrımcılığın sonuçlarını gidermek amacıyla tasarlanmış her tür plan ya da programı ifade eder. Bu terim Türkçe haklar sözlüğüne “lehte ayrımcılık” (positive discrimination) olarak girdi. Ancak tersine ayrımcılık yerine olumlu eylemi (positive action ya da affirmative action) kullanmak yeğlenir. Tersine ayrımcılık, olumsuz bir bağıntıyı dile getirmesinin yanı sıra genellikle olumlu eylem karşıtlarının kullanmayı tercih ettikleri bir terimdir.
Bağlam Örneği. “Kadın siyasetçi ve eylemciler Perşembe günü yaptıkları bir açıklamayla Birleşmiş Milletler’ce düzenlenen kadın konulu konferansı olumlu eylem ve kamuda kadınlara kota çağrılarını yumuşattığı gerekçesiyle eleştirdiler. Yeni Bir Çağ için Kadınlarla Kalkınma Alternatifleri’nin (DAWN) kurucusu Devaki Jain, ‘dilde olumlu eylemi ve kadınların yerel ve merkezi yönetimlerde yüzde 33.3 oranında temsilini desteklememiz gerekiyor,’ dedi.” (IPS, 9 Eylül 1995)